20. Hukuk Dairesi 2017/9358 E. , 2017/10830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi kapsamında 2013 yılında yapılan kadastro sırasında dava konusu ... köyünde bulunan, 118 ada 148 ve 149 parsel sayılı taşınmazlar, sırasıyla 1647,07 m2 ve 7351,43 m2 yüzölçümü ile ham toprak ve çamlık niteliği ile 118 ada 148 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "" üzerindeki zeytin ağaçları 1990 yılında dikilmiş olup ..."a aittir."" yazılarak Hazine adına tespit edilmişlerdir. 2015 yılında ise 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulama çalışmaları yapılmış olup, davalı 118 ada 148 parsel, 141 ada 120 parsel; 118 ada 149 parsel ise 141 ada 121 parsel numarası alarak, 22/2-a uygulama çalışmasından önce davalı olduğu beyanlar hanesinde belirtilerek uygulama tutanakları kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazların Devlet ormanı sınırı içinde kaldığı halde, tescil harici yerlerin kadastro çalışmaları sonucunda davalı adına tespitinin hatalı olduğu iddiasıyla, kadastro tespitinin iptalini ve dava konusu taşınmazların orman niteliği ile Hazine adını tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davacı ... Yönetiminin adına tesciline karar verilmesini talep ettiği taşınmazlar hakkında kadastro tutanağının düzenlenmediği gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14/10/2014 tarih 2014/5178-8394 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında dava konusu 118 ada 148 ve 149 parsel sayılı taşınmazlar için tutanak düzenlendiği ve 28.03.2013- 26.04.2013 tarihleri arasında askı ilânına çıkartıldığı davanın ise askı ilânı süresinde 26.04.2013 tarihinde açıldığı anlaşıldığına göre görev kadastro mahkemesine ait iken sehven çekişmeli taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmediği gerekçesiyle mahkemece görevsizlik karar verilmiş olması yerinde olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. ” denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 118 ada 149 (yeni 141 ada 121) nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, 118 ada 148 (yeni 141 ada 120) nolu parselin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından reddedilen 118 ada 148 nolu parsele yönelik olarak, davalı Hazine tarafından ise kabul edilen 118 ada 149 nolu parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında yapılan, daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre yapılan ve 1976 yılında kesinleşen ve 2896 sayılı Kanuna göre 1985 yılında yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 29.12.1984 tarihinde kesinleşmiştir.1)Çekişmeli 118 ada 149 sayılı parsele yönelik Hazinenin temyiz itirazları incelendiğinde; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.2)Çekişmeli 118 ada 148 sayılı parsele yönelik Orman Yönetiminin temyiz itirazları incelendiğinde, mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve tarım arazisi niteliğinde olduğu gerekçesiyle tespit gibi Hazine adına ham toprak vasfıyla tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece 118 ada 148 sayılı parselin hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda belirtilen fiili kullanım durumu ile orman bilirkişi raporunda belirtilen taşınmazın 1979 tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafındaki konumları esas alınarak tarım arazisi niteliğinde olduğu kabul edilmişse de, yörede 1985 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmakta olup, çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdit haritasındaki konumu hiç araştırılmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
O halde; mahkemece, öncelikle çekişmeli 118 ada 148 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yörede 1985 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin bulunduğu yerden celbedilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli 118 ada 148 sayılı parselin tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
2) İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.