Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/573
Karar No: 2014/4095
Karar Tarihi: 28.05.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/573 Esas 2014/4095 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/573 E.  ,  2014/4095 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 30/03/2012
    NUMARASI : 2011/184-2012/157

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar F.. Y.. ve A.. A.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin kooperatif ortaklarına kefalet ederek Türkiye Halk Bankası"ndan kredi kullandıran bir kuruluş olduğunu, kredinin zamanında ödenmeyen taksitleri sebebiyle borcun tamamının muaccel olduğunu, 14.398,09 TL"nin müvekkili kooperatif hesabından banka tarafından 18.07.2003 tarihinden başlayarak 09.02.2005 tarihine kadar değişik tarihlerde alındığını, davalı borçlular aleyhinde yaptıkları takipte davalıların 10.000,00 TL asıl alacak ile 9.000,00 TL işlemiş faizi kabul ederek fazlasına itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, müvekkillerinden A.. A.."in Halk Bankası"ndan 10.000,00 TL kredi kullandığını, diğer müvekilleri Tuncay ve Fatma"nın kullanılan kredinin kefili durumunda olduğunu, kefilin diğer kefillere hisseleri nispetinde rücu imkânının bulunduğunu, bu bakımdan davacı kooperatifin krediyi kullandıran kuruluş gibi kefillere icra takibinin yapmasının ve davacı kefilin diğer kefillerden kefalet sözleşmesine dayanarak akdi faiz talep etmesinin mümkün olmadığını, müvekkillerinin borcu nedeniyle ana para olarak 10.000,00 TL"nin ödendiğini, faizin ana paraya eklenmek suretiyle icra takibi yapılamayacağını savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 07.12.2010 tarih, 7987 E., 16392 K. sayılı ilamıyla; davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, bilirkişinin, dosya içinde bulunan banka dekontlarına göre davacının ödemelerini hesapladığı, dekontlarda “nazım hesaplar” adı altında yapılan ödemeleri hesaplamaya dâhil etmediği, nazım hesaplar adı altında yapılan ödemelerin de, kredi borçlusu-davalının kredi borcuna karşılık dava dışı bankaca yapılan kesintiler olup davacı tarafından yapılan bu ödemelerin de hesaplamaya dâhil edilmesi gerektiği belirtilerek davacı yararına bozulmuş, mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına ve
    benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile takibin 4.504,38 TL asıl alacak ve 1.195,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.700,16 TL üzerinden devamına, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı ile davalılar F.. Y.. ve A.. A.. vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı ile davalılar F.. Y.. ve A.. A.. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Davacı ile davalılar F.. Y.. ve A.. A.. vekillerinin temyiz itirazları yönünden;
    6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmüne yer verilmiştir.
    Mahkemece İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de, HMK"nın 297/2. madde hükmüne aykırı olarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde icra inkar tazminatının hangi alacak kalem ya da kalemleri üzerinden ve hangi davalıdan tahsiline karar verildiği açıklanmadan, "% 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan, mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Somut olayda, davacı tarafça 14.504,38 TL asıl alacak 19.737,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.242,00 TL"nin asıl alacağa % 40 faiz yürütülmek suretiyle tahsili için davalılar aleyhine icra takibine başlandığı, davalılarca 10.000,00 TL asıl alacak ile
    9.000,00 TL işlemiş faiz kabul edilerek fazlasına itiraz edildiği, mahkemece verilen 20.05.2008 tarihli ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi tarafından işlemiş faiz miktarının yasal faiz oranları üzerinden hesaplandığı, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine, davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile hükmün nazım hesaplar adı altında yapılan ödemelerin hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği belirtilerek, davacı lehine bozulduğu, böylelikle işlemiş faiz tutarının yasal faiz oranı üzerinden hesaplanması yönünde davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıların borcunun 14.504,38 TL asıl alacak ve yasal faiz oranı üzerinden 10.195,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.700,16 TL olarak hesaplandığı, mahkemece bu rapor esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK ile YHGK"nın 07.03.2012 tarih ve 2011/19-799 E, 2012/128 K. Sayılı ilamı bu yöndedir.) Mahkemece, işlemiş faiz yönünden yasal faiz oranı üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmış olup, davacının anılan yasa değişikliğine göre, BK"nın 88. maddesi yönünden % 50, 120. maddesi yönünden % 100 fazlasına kadar faiz isteme hakkı bulunmaktadır. Takipten sonra işleyecek faiz oranı yönünden ise "takibin devamına" karar verilmek suretiyle takip talebindeki % 40 işleyecek faiz oranı üzerinden takibin devamı sonucunu doğuracak şekilde davalılar aleyhine hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, davacı bakımından işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı, davalılar bakımından ise işleyecek faiz oranı yönünden gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    Öte yandan, 21.01.2008 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 01.06.2011 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ile davalılar F.. Y.. ve A.. A.. vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ile davalılar F.. Y.. ve A.. A.. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, davacı yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık, davalılar F.. Y.. ve A.. A.. yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi