17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/8614 Karar No: 2016/905 Karar Tarihi: 26.01.2016
Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/8614 Esas 2016/905 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, Çocuk Koruma Kanunu'nun 20/2. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1. maddesi gereği, suça sürüklenen çocuğun suç işleme yeteneği hakkında sosyal inceleme raporu alınmadan hüküm kurulması hatalıdır. Ayrıca, konut dokunulmazlığının ihlali suçu nedeniyle \"hükmün açıklanmasının geri bırakılması\" müessesesi uygulanamaz ve cezanın bireyselleştirilmesinde yasal koşulların yerine getirilmesi gerekir. Suça sürüklenen çocuk ve tanık ifadelerine göre suçun birden fazla kişi tarafından işlendiği halde ceza uygulaması hatalıdır. Özgürlüğü bağlayıcı cezanın, suçu işlediği tarihte 18 yaşını tamamlamamış olan suça sürüklenen çocuk için adli para cezasına veya diğer seçeneklere çevrilmelidir. Kanun maddeleri: Çocuk Koruma Kanunu'nun 20/2. maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1. maddesi, TCK'nın 116/1. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 50. maddesi, TCK'nın 119/1-c maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi.
17. Ceza Dairesi 2015/8614 E. , 2016/905 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ... SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir 1-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler yönünden, Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/2. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, zorunlu olduğu halde sosyal inceleme raporu aldırılmadan hüküm kurulması, 2-Müştekiye ait konuta girerek hırsızlık yapan suça sürüklenen çocuğun, konuta izinsiz girmesinin, 5237 sayılı TCK"nın 116/1. maddesinde tanımlanan konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden “müstakil bir zarar” yaratmadığı, hırsızlık suçundan ayrıca cezalandırılmalarına karar verildiği dikkate alındığında; konut dokunulmazlığının ihlali suçundan uygulama yapılırken, “katılanların zararının karşılanmaması nedeniyle” biçiminde somut olay ile örtüşmeyen 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yer alan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinde, suça sürüklenen çocuk yönünden yasanın öngördüğü objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeden, cezanın bireyselleştirilmesine yönelik kabul edilen ölçütlerle çelişir şekilde 5271 sayılı CMK"nın 231/5-14. madde ve fıkralarının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3-Kabul ve uygulamaya göre de; a-Aşamalardaki suça sürüklenen çocuk ve tanık anlatımlarından suçun birden fazla kişi tarafından işlendiği anlaşıldığı halde, TCK"nın 119/1-c maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, b-Daha önceden hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayan ve suçu işlediği tarihte 18 yaşını tamamlamamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya maddede yazılı diğer seçenek ve yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi, ./...
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 26.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.