Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/3398 Esas 2017/10827 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3398
Karar No: 2017/10827

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/3398 Esas 2017/10827 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/3398 E.  ,  2017/10827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin aynı binada farklı bağımsız bölümlerinin malikleri olduklarını, müvekkillerince yapılan imalatların hepsinin aynı nitelikte olup, usul ekonomisi açısından her üç müvekkili için de gereksiz masraf yapmayı önlemek amacı ile aynı dilekçede dava açtıklarını; dairelerin balkonu niteliğindeki boşluğun üst kısmının açık olduğunu; yaklaşık üzerinde 12 kat bulunduğunu; katların tahmini yüksekliğinin 40-50 metre civarında olduğunu; bu yükseklikten düşecek küçük bir maddenin dahi müvekkillerinin ve ailesinin can güvenliğini tehlikeye sokabileceğini; can güvenlikleri için teras balkonunu kapatmaları gerektiğini; can güvenliği için yapılan kapatmaların taşıyıcı unsurları etkilemediğini; çevresinin çıkarabilen cam balkon malzemesi ile yapıldığını; bu anlamda da kapalı alan oluşturmayacağını; ana yapıya herhangi bir zararının olmadığını, genel kurulun aldığı kararda da özellikle can güvenliği dikkate alınarak balkon terasının kapatılabileceğinin kabul edildiğini beyan ederek; teras balkonlarının kapatma yapısının can güvenliği açısından zorunlu olduğunun, ana yapıya zarar vermediğinin ve binanın taşıyıcı unsurlarını etkilemediğinin tespitine, diğer bağımsız bölüm maliklerinin yapılan bu imalatlara muvafakat etmiş sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; esasen konunun nirengi noktası itibariyle neticeye ulaşılmasına medar olacak hususun, KMK"nın 19/2 maddesinde zikredilen "...Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun anayapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya anayapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmiş olması halinde, bu onarım ve güçlendirmenin projesine ve tekniğine uygun biçimde yapılması konusunda kat maliklerinin rızası aranmaz. Kat maliki kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamaz..." ibaresi olduğu, bu ibareye binaen kat maliklerinin rızasının aranmayacağı, aynı maddenin son cümlesinde yer alan "...Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile anayapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir..." hükmüne göre istisnai olarak tadat olunan hal dışında yasanın öngördüğü şartlarda kat maliklerinin kararı yahut rızaları olmaksızın yapılan değişikliklerin kanunun cevaz vermediği bir mesele olarak kabul etmek gerekeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; KMK"nın 33. maddesi uyarınca hakim müdahalesi istemine ilişkindir. Yasayla ortak yerlerin kullanım şeklinin düzenlenmesi hakkı kat maliklerine verildiğinden, mahkemenin kat maliklerinin iradesi yerine geçerek yapılan imalatlara diğer kat maliklerinin muvafakat etmiş sayılmalarına karar verilemeyeceği göz önünde bulundurularak, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
    aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 20/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.