4. Hukuk Dairesi 2013/18141 E. , 2014/12137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2013
NUMARASI : 2012/106-2013/376
Davacı E.. Y.. vekili Avukat E. Ç. tarafından, davalı E.. Ş.. aleyhine 15/02/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 08/07/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 23/09/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat G. M.Ü. ile karşı taraftan davacı vekili Avukat E. Ç. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, yediemin ücretinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının alacaklı olduğu Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/6452 talimat sayılı dosyası ile haczedilip, bilahare kendisine yediemin olarak teslim edilen menkul mallar nedeniyle; yediemin ücreti alacağına ilişkin olarak Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/4209 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız takipte bulunduğunu, davalının borcu olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek itirazın iptaline ve inkâr tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme, taraflar arasında düzenlenen yedieminlik sözleşmesinde öngörülen ücreti dikkate alarak yapılan hesaplama neticesinde davanın kabulüne karar vermiştir.
İ.İ.K."nun 88/5. maddesinde; “İcra dairesi, depo ve garajlarda ve yediemin olarak kendisine hacizli malın bırakılmış olduğu üçüncü kişilerde saklanıp da hukuken artık muhafazasına gerek kalmayan malı, vereceği uygun süre içinde geri almasını ilgililere re`sen bildirir. Verilen süre içinde eşya geri alınmazsa, icra müdürü icra mahkemesinin kararı ile taşınır mal satışlarına ilişkin hükümler uyarınca bunları satar. Elde edilen miktardan muhafaza ve satış giderleri ödenir. Artan miktar 9 uncu madde hükmüne göre muhafaza olunur. Bu konuda ortaya çıkan ihtilâflar icra mahkemesi tarafından basit yargılama usulüne göre çözülür.” şeklindeki düzenleme ile yedieminlik ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıkların icra mahkemesi tarafından çözümleneceği belirlenmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 114. maddesinde mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu hüküm altına alınmış olup aynı kanunun 115. maddesinde ise dava şartlarının davanın her aşamasında incelenebileceği belirtilmiştir.
Somut olayda davacı, yediemin ücretinden kaynaklanan takibe yapılan itirazın iptalini istediğinden davaya icra mahkemesinde bakılması gerekir.
Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddine karar vermek gerekirken işin esastan incelenmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/09/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, yediemin ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Dava konusu alacağın, genel hükümler uyarınca ödetilmesinin istenmesine engel yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Davacı yediemin tarafından, icra takip dosyasında yedieminlik ücretinin tahsili amacıyla çıkartılan muhtıraya rağmen, davalı alacaklının davacının alacağını ödemediği anlaşılmaktadır. Davacı İcra ve İflas Kanunu’nun 88. maddesinin tanıdığı olanaktan yararlanacağı gibi, genel hükümler gereğince de dava açarak alacağının ödetilmesini isteyebilir. Şu durumda, yerel mahkemece işin esası incelenerek neticelendirilebilecektir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesi yukarıdaki açıklama doğrultusunda işin esasını inceleyerek sonuçlandırmış olduğundan, esastan temyiz incelemesi yapmak yerine, davaya icra mahkemesinde bakılması gerektiğine dair Daire çoğunluğunun bozma kararına katılmıyoruz. 23/09/2014