Ceza Genel Kurulu 2017/830 E. , 2017/516 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza
Taksirle bir kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı TCK’nun 85/2, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye ilişkin Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.07.2006 gün ve 44-298 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 17.06.2010 gün ve 16908-7365 sayı ile;
"...
a) Olayda bir kişinin ölüp katılan sanık Solmaz Koçoğlu"nun yaralandığı ve katılan sanığın soruşturma aşamasında müdafii huzurunda sanık ... hakkındaki şikâyetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında, sanığın bir kişinin ölümünden sorumlu tutulup eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 85/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, kanuna aykırı,
b) Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik CMK"nın 231. maddesindeki "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na ilişkin düzenleme karşısında suçun niteliği, hükmolunan cezanın süresi gözetilip dosyada bulunan adli sicil kaydı da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması" nedenlerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyduğunu belirten Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince 30.12.2010 gün ve 298-359 sayı ile; uyma kararı doğrultusunda sanığın 5237 sayılı TCK’nun 85/1. maddesi uyarınca cezalandırılması yerine, meydana gelen kazada taksirinin bulunmadığından bahisle yüklenen suçtan beraatine karar verilmiştir.
Hükmün katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 06.05.2013 gün ve 6891-12465 sayı ile;
"...Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay tarihinde sanığın idaresindeki kamyon ile seyir hâlinde iken olay mahalli kavşağa solundan giren motorsiklete çarparak motorsiklette yolcu olarak bulunan Erdoğan Taşçıoğlu"nun ölümüne neden olduğu olayda, sanığa kusur izafe eden ve oluşa uygun bulunan 26.05.2006 tarihli bilirkişi raporu gereğince sanığın mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesince 01.11.2013 gün ve 249-290 sayı ile direnilerek, önceki hükümdeki gibi sanığın beraatine karar verilmiştir.
Bu hükmün de katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 01.04.2014 gün ve 836-168 sayı ile;
"...Önceki hükümde direnilmesine karar veren yerel mahkemece, hükmün esasını oluşturan kısa kararda 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu gösterilmeyerek usulüne uygun hüküm kurulmayıp, sadece gerekçeli kararın hüküm fıkrası bölümünde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme kararının, hükmün esasını oluşturan kısa kararda hüküm kurulmaması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda uygulama yaparak 02.12.2014 gün ve 172-372 sayı ile;
""...Hukuk düzeninin, bireysel veya sosyal bir faaliyeti düzene sokmak amacıyla koymuş olduğu objektif kurallara aykırı davranılması, taksirli davranış ile meydana gelen sonucun öngörülebilir olmasının gerektiği, bu hareket ile meydana gelen sonuç arasındaki nedensellik bağının varlığı saptanmadıkça, taksirden dolayı sorumluluk yoluna gidilemeyeceği ve taksir nedeniyle kusurun var olup olmadığının taktirinin hâkim veya mahkeme heyetine ait bir yetki olduğu, yukarıda oluş şekli ve delilleri gösterildiği şekilde sanık ..."ın kendi idaresindeki kamyon ile kendisine kavşakta yeşil yandığında nizami bir şekilde normal sayılacak bir seyir ile kavşağa girdiğinde, ehliyetsiz, alkollü ve kendisine kırmızı yanmasına rağmen buna da aldırmadan ve süratli bir şekilde kavşağa giren motosiklet sürücüsünün kavşakta kamyon sürücüsü sanık ..."ın aracına kavşak içerisinde çarpması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın taksirine dayalı herhangi bir kusurunun bulunmadığı" gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiştir.
Bu hükmün de katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.12.2015 gün ve 15826 sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 1224-886 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 11.05.2017 gün ve 169-3905 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme, sanık ... hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmış olup Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; bir kişinin ölümü ile neticelenen olayda, sanığın kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Ceza Genel Kurulunca direnme hükmünün kısa kararda hüküm kurulmaması isabetsizliğinden bozulması ve yerel mahkemece bozma gereğince işlem yapılmasından sonra, önceki Özel Daire kararına karşı direnilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları uyarınca; Ceza Genel Kurulunun bozma kararı ile direnme hükmü tümüyle ortadan kalkmış olup yerel mahkeme artık yeni ve değişik bir karar vermekte serbesttir. Bu şekilde verilen kararlar da yeni bir karar olup, hukuken direnme niteliğinde olmadığından Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir.
Öte yandan, Ceza Genel Kurulunun bozma kararına uyulduktan sonra verilen kararın yeniden ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi, Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı direnilemeyeceğine ilişkin 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326. maddesine aykırıdır. Doğrudan doğruya Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılması, yerel mahkeme kararına direnme niteliği kazandıracak ve Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı yerel mahkemelerin direnme yetkisi olmadığına dair temel ilke zedelenecektir. Bu nedenlerle hukuken yeni olan bu kararın Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi için, taksirle ölüme neden olma suçlarına bakmakla görevli Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİNE, 05.12.2017 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.