1. Hukuk Dairesi 2014/13186 E. , 2016/890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, 11080 parsel sayılı taşınmazdaki payını, davalıya 72.000,00.-TL bedelle satarak devrettiğini, davalının satılan payın karşılığı dükkanın devredilen yer olmadığını bildirerek, satıştan caydığını, bunun üzerine davalıya teminat olarak 72.000,00.-TL miktarlı senet verdiğini, davalının senedi icra takibine koyarak bedelini tahsil ettiğini bu şekilde satışın bedelsiz hale geldiğini belirterek, taşınmaz tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde ödemek zorunda kaldığı miktarın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 72.000 liralık senedin teminat amaçlı verilmediğini, taşınmazın temlikinden sonra vaadedilen taşınmaz yerine başka bir yerin teslim edilmesi üzerine zararının karşılanması amacı ile verildiğini, tapuda ödenen bedelin iadesi olmadığını bildirip davanın reddini savunmuş, davalı vekili 28.02.2014 günlü oturumda senet almalarının nedeni olarak müvekkilinin yapmış olduğu harcamalar olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı, davalının yaptığı bir harcama olmadığı gerekçesi ile tapu iptal- tescil isteği bakımından, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 11080 parsel sayılı taşınmazdaki davacıya ait 1/8 payın 14.07.2011 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, bu temlikten sonra borçlusu davacı ... olan 72.000.-TL bedelli senet düzenlenerek davalıya verildiği, davalının senedi icra takibine koyarak bedelini tahsil ettiği, söz konusu senedin arkasına 11080 numaralı parselin teminatıdır şerhinin yazıldığı, mahkemece yapılan keşif sonrası bilirkişiden alınan rapora göre davaya konu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti ve kat irtifakının kurulu olmadığı, taşınmazdaki binanın bodrum katının tek ve müstakil giriş verilmek suretiyle tek bir bölüm olarak dizayn edildiği, binada başkaca dükkan bulunmadığı, dava tarihindeki değerinin 72.490.-TL. olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar karşısında ve özellikle davalı vekilinin ... verdiği şikayet dilekçesindeki beyanları ile 28.02.2014 günlü oturumdaki açıklamaları, senet arkasındaki şerh ve bilirkişi raporu gözetildiğinde davalının icra marifetiyle davacıdan tahsil ettiği bedelin zararın tazmini niteliğinde olmayıp, çekişmeli taşınmaz için davacıya ödediği bedelin iadesi olduğu dolayısı ile temlikin bedelsiz kaldığı sonucuna varılmaktadır.
Davacı, temlikte iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürmediğine, bir başka ifade ile davacı satış iradesi taşıdığına göre satış akti geçerliliğini korumaktadır. Salt bedelsizlik iddiasının iptal nedeni olmadığı da açıktır.
Hal böyle olunca iptal tescil isteğinin reddedilmesi bedel isteğinin kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.02.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-KARŞI OY-
Davacı, 11080 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini davalıya 72.000.-TL bedel ile sattığını, bu hissenin taşınmazda bulunan dükkana ait olduğunu, ancak davalının satılan dükkanın devredilen tapuya ait olmadığını söyleyerek satıştan caydığını; bunun üzerine, davalıya teminat olarak 72.000 TL lik senet verdiğini, davalının bu senet bedelini icra yoluyla tahsil ettiğini, davalıya tapuyu iade etmesini ihtaren bildirmesine rağmen, davalının buna yanaşmadığını ileri sürerek, tapu iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde, 72.000.-TL alacağını istemiştir.
Davalı ise, davacının kendisine vaad ettiği tapu ile devrettiği tapunun farklı olduğunu, bu nedenle uğradığı zararların karşılığı olarak verilen senedi tahsil ettiğini, bunun tapu bedelinin iadesi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillerden taraflar arasında gayrimenkul satışının yapıldığı ancak gayrimenkulün yerinin yanlış çıkması nedeniyle satış bedelinin davacı tarafça senet ve icra takibi ile ödendiği, satış akdinin feshedildiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına olan tapu kaydının iptaline davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından tahsil edilen paranın taşınmaz bedelinin iadesine mi, yoksa gösterilenden farklı taşınmaza ait tapu kaydının devredilmesi nedeniyle davalının uğradığı zarara mı ilişkin olduğu noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kanıtlara göre; dava konusu 11080 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazda davacıya ait 1/8 payın 14.07.2011 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, daha sonra davalının ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na verdiği 02.08.2011 havale tarihli dilekçesi ile davacıyı dolandırıcılık suçundan şikayet ettiği ve dilekçede; üzerinde satılık ilanı bulunan taşınmazı almak için ... ofisi yetkilisi ... ile temasa geçtiğini, dükkanı görerek 72.000 TL bedelle almak üzere anlaştıklarını ve taşınmaz maliki olan davacıdan 14.07.2011 tarihinde tapuda devralıp taşınmazı teslim aldığını, taşınmazda bazı tadilatlar yapmak üzere ... ile anlaştığını, tadilatlar devam ederken, ... adında bir şahıs gelerek taşınmazın kendisine ait olduğunu söylediğini, böylece kendisine gösterilen dükkan ile tapuda devredilen yerin farklı olduğunu anladığını, davacıya gidip durumu anlattığında, mağduriyetini gidereceğini, halledemezsem zararını gidereceğim dediğini ve kendisine 17.07.2011 vadeli 72.000.-TL"lik senet verdiğini, ancak bugüne kadar sorunun çözülmediğini, dolandırıldığını belirtmiştir. Savcılıkça hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Yine davacının icraya koyarak tahsil ettiği 27.07.2011 günlü senedin incelenmesinde 11080 nolu parsele teminatlıdır, şerhi bulunduğu ve şahit olarak ..."un imzasının bulunduğu, ..."un savcılık dosyasında da şahit olarak beyanının alındığı görülmektedir.
Mahkemece, uyuşmazlık konusunun aydınlatılması için yeterince araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Davaya konu taşınmazın imar durumu ve projeleri getirtilmeden keşif yapılarak bedel belirlenmiştir. Davalının satım için kendisine gösterilen dükkanla ilgili inceleme yapılmamış, olayın tanığı olan ve senette imzası bulunan ... dinlenmemiştir.
Şu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra varılacak sonuca göre bir karar vermektir.
Kararın bu nedenle bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.