14. Hukuk Dairesi 2016/7736 E. , 2016/9368 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.12.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... (....) tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, tarafların paydaş oldukları ... ili, ... ilçesi, .... köyünde kain 14 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar ortaklığın aynen taksim, bir kısım davalılar ise ortaklığın satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... (Kamil oğlu) temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK"nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Öte yandan, paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen paydaş .... oğlu ..."ın dava tarihinden önce 15.07.1991 tarihinde vefat ettiği, hüküm tarihinden sonra sunulan mirasçılık belgesine göre bir kısım mirasçılarının davada davalı olarak yer aldıkları ancak mirasçılarından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın davada yer almadıkları anlaşıldığından mahkemece, adı geçen mirasçıların davaya katılımları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bunun yanısıra, mahkemece mahallinde yapılan keşifte dava konusu 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ev, ahır ve samanlık ile 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ev, ahır ve samanlığın paydaşlardan ölü .... tarafından yapıldığının tespit edildiği, alınan bilirkişi raporunda 9 parsel üzerinde bulunan ev, ahır ve samanlığın ekonomik ömürlerini doldurmuş olup ekonomik değerlerinin bulunmadığının belirtildiği, 2 parsel yönünden ise arzın ve üzerinde bulunan yapıların ayrı ayrı değerlerinin belirlenip toplanarak bahsi geçen taşınmazın tüm değerinin hesaplandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden bulunan değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenerek söz konusu taşınmazın satışı sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranların esas alınması ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşın mirasçılarına, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
./..
2016/7736 - 2016/9368 -3-
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.