16. Hukuk Dairesi 2015/19827 E. , 2016/191 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : MÜKERRER KADASTRO İŞLEMİNİN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ... sınırları dahilinde bulunan paydaşı olduğu 191 parsel sayılı taşınmaz ile ... sınırları dahilinde bulunan 181 (18 nolu kadastro parselinden ifrazla oluşan) parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün çakıştığı, bu durumun mükerrerlik oluşturduğu gerekçesi ile ...nce 26.12.2011 tarihinde yapılan düzeltme işleminin hatalı olduğunu, hatanın 181 parsel sayılı taşınmaz sınırının değişikliğinden kaynaklandığını iddia ederek 26.12.2011 tarihli düzeltmenin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
...nce düzenlenen 26.12.2011 tarihli “teknik hatalar düzeltme formu”nda ... 181 parsel ile ... 191 parsel sayılı taşınmazın sınırları arasında krokide (E) harfi ile gösterilen bölümde mükerrer kadastro bulunduğu, ... 191 parsel sayılı taşınmazın 32500,00 metrekare olarak tescil edildiği, ancak sayısallaştırma ve mükerrerliğin giderilmesi sonucu 31378,00 metrekare olması gerektiği belirtilmiş ve ...’nce 191 parsel sayılı taşınmazın 31378,00 metrekare olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. İkinci kadastro yasağını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22. maddesi “Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu"nun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, ...nce re’sen iptal edilir.” hükmünü havidir. Bu hüküm uyarınca, daha önce kadastrosu yapılan bir taşınmazın yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastro çalışmasına itibar edilir. Kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında yapılan teknik bir hata sonucu taşınmazlar arasında binmeler meydana gelmesi ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22. maddesi kapsamında bir “mükerrerlik” halini değil, aynı Yasa"nın 41. maddesinde düzenlenen teknik hata halini oluşturur. Yasa"nın 41. maddesi kapsamında meydana gelen teknik hataların düzeltilmesi prosedürü ise, idarenin re"sen ya da ilgililerin talebi üzerine düzeltme yapması ve 30 gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmaması halinde, tapu kaydına düzeltmenin işlenmesi şeklindedir. Mükerrer kadastro, zemindeki aynı taşınmaz bölümünün, her iki kadastro çalışmasında da sınırlandırmaya tabi tutulması durumudur. Teknik hata halinde ise zemindeki taşınmaz gerçekte iki kez sınırlandırılmamakta, ancak yapılan teknik hatalar nedeniyle pafta üzerinde sınırlar çakışmaktadır. Başka bir anlatımla haritada mükerrerlik bulunuyor zeminde ise herhangi bir mükerrerlik durumu yoksa bu durum 3402 sayılı Yasa"nın 41. maddesinde düzenlenen teknik hata halini, hem zeminde hem de haritada binme meydana gelmesi ise 4721 sayılı Yasa"nın 1026. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22. maddesinde açıklanan mükerrer kadastro durumunu oluşturur. O halde, mükerrer kadastrodan bahsedebilmenin ilk koşulu; taşınmazlardaki iç içe geçme durumunun teknik bir hatadan kaynaklanmayıp, aynı taşınmazın iki kez ölçülmesi halinde sadece ölçü, hesaplama, sınırlandırma ve tersimat hatalarından kaynaklanan paftaların iç içe geçme durumu var ise, bu husus mükerrerlik olarak değerlendirilemez ve hatanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesine uygun şekilde düzeltilmesi gerekir.
Yukarıda yer alan açıklamalar karşısında, somut olayda, hem zeminde hem de haritada binme bulunması nedeniyle dava mükerrer kadastro işleminin iptali istemine ilişkindir. Mükerrer kadastro işleminin iptali istemine ilişkin davalara bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Görev kamu düzenine ilişkin olup re"sen nazara alınması gerekir. Hal böyle olunca; Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.