Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17406 Esas 2016/9365 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17406
Karar No: 2016/9365
Karar Tarihi: 14.11.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17406 Esas 2016/9365 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/17406 E.  ,  2016/9365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.04.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin 2375 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 100/190 paya malik olduğunu, kalan 90/190 payın ise dava dışı paydaşlar tarafından 11.10.2013 tarihinde davalıya satıldığını, ancak müvekkiline bildirim yapılmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmazdaki paylı mülkiyet rejiminin imar uygulaması sonucu oluştuğunu, davacının iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı 90/190 payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olaya gelince, davacı 2375 ada 11 parsel sayılı taşınmazda davalı tarafından 11.10.2013 tarihinde temlik alınan 90/190 payın iptali ile adına tescilini istemiş; davalı temyiz aşamasında, fiili taksim savunmasında bulunmuştur.
    Yukarıda belirtildiği üzere, davalının fiili taksim savunmasında bulunduğu gözönüne alınarak, usulüne uygun keşif yapılıp bilirkişi incelemesi yapılarak varsa taraf tanıkları dinlendikten ve beyanları alındıktan sonra fiili taksimin gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması, daha sonra bir karar verilmesi yoluna gidilmelidir. Yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.