Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4985
Karar No: 2016/9357
Karar Tarihi: 14.11.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4985 Esas 2016/9357 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/4985 E.  ,  2016/9357 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Davacı vekili; davacının, davalı ... Belediyesiyle kayden paydaş oldukları 2303 ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin dayanağı olan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir.
    Davalı Belediyelerin vekilleri; dava konusu parsellerle ilgili imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptalinden sonra, iptal kararı doğrultusunda Bağcılar Belediyesinin 29.01.2008 tarih ve 245 sayılı encümen kararıyla yeniden imar uygulaması yaptığını ve bu işlemin halen geçerli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Diğer davalı idare vekili; husumet itirazında bulunarak, davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, tapu iptal ve tescil davaları kural olarak tapu kayıt maliklerine karşı açılır. Eldeki davanın özelliği gereği, iptal edilen şuyulandırma işlemini yapan Belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür. Öyleyse, davalı ..."nün kayıt maliki olmadığı ve idari işlemi de yapmadığı gözetildiğinde, anılan idare bakımından pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esası bakımından karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Diğer davalılar bakımından ise; ... Belediyesinin 10.08.1999 tarih ve 5727 sayılı Encümen kararıyla, davacının bayii olan ...."ne ait 2870 ve 3135 sayılı kadastral parsellerin tamamı ile
    davalı ... Belediyesine ait 1655 sayılı kadastral parselin kısmen 3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca imar düzenlemesine tabi tutulması sonucu 25.01.2000 tarihinde tescil edilen 2303 ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğu ve bu taşınmazlarda davacının bayii ile davalı ... Belediyesinin paydaş kılındıkları, bilahare davacının adı geçen şirketin paylarını satış suretiyle temellük ettiği anlaşılmaktadır. Öte taraftan, davacının bayii olan şirketin açtığı dava sonucu ... İdare Mahkemesi"nin 11.12.2002 tarih ve 2000/487 esas, 2002/1452 karar sayılı ilamıyla anılan şuyulandırma işleminin iptaline karar verildiği ve bu kararın deracattan geçmek suretiyle kesinleştiği görülmektedir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, iddianın ileri sürülüş biçiminden ve özellikle davacı vekilinin 05.12.2013 havale tarihli dilekçesinden; davanın, imar parsellerinin sicil dayanağı olan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptali nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu açıktır.
    Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ile geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda; dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Öte yandan; kadastral parselin ihyası, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin, kadastral parselin kapsamında kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceğinden, ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerekir.
    Somut olayda da; 2303 ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanağı olan idari işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği ve bu kararın kesinleşmesiyle sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüğü sabittir. Diğer taraftan, davalı ... Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sırasında yoldan ihdas edilen 2187.54 metrekarelik alanın 1837,18 metrekarelik kısmıyla 425 ada 9 sayılı imar parselinde, 350.36 metrekarelik kısmıyla 2304 (eski 985) ada 1 sayılı imar parselinde, adı geçen belediyenin kendisini paydaş kıldığı ve İdare Mahkemesi tarafından da "kapanan yolların belediyeye ait kadastral parsel olarak düzenleme işlemine dahil edilmesi şeklinde tesis edilen parselasyon işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle anılan imar düzenlemesinin iptal edildiği; davalı
    ... Belediyesi tarafından bu iptal kararı gerekçe yapılarak, 2304 ada 1 sayılı imar parselindeki payının 1 sayılı parselin diğer maliklerine dağıtılması yönünde 29.01.2008 tarih ve 245 sayılı Encümen kararı alınmış ise de; dava konusu 2303 ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin yeni bir düzenlemeye tabi tutulmadıkları, bu parsellerle ilgili geri dönüşüm ve yeni şuyulandırma cetvellerinin bulunmadığı; sicil kayıtlarının, iptal edilen imar uygulamasının tescil edildiği haliyle açık olduğu anlaşıldığından, davalı Belediyelerin savunmalarında belirttikleri Bağcılar Belediyesinin 29.01.2008 tarih ve 245 sayılı Encümen kararının, dava konusu parselleri kapsayan yeni bir imar uygulamasına ilişkin olduğunu söyleyebilme olanağı da bulunmamaktadır. O halde, illetten mücerret imar parsellerinin kayıtlarının iptali ile 2870 ve 3135 sayılı kadastral parsellerin ihyasına karar verilmesi gerekir. Ancak, mahkemece ihyası talep edilen 2870 ve 3135 sayılı kadastral parsellerin sınırları üzerinde, idari yargı yerinde iptal edilen imar uygulaması ile oluşturulan alanlar ve miktarları kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmemiştir.
    Hal böyle olunca; davalı ... yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi; diğer davalılar bakımından ise, taraf teşkili dava şartlarından olup, re"sen gözetileceğinden öncelikle davacının imar düzenlemesinin iptali nedeniyle ihyasını istediği 2870 ve 3135 parsel sayılı taşınmazların kadastral sınırları üzerinde imar uygulaması ile oluşturulan imar parselleri ile malikleri tespit edilerek, dava dışı maliklerin bulunması halinde davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırına iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi