23. Hukuk Dairesi 2013/9478 E. , 2014/4069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/431-2013/269
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescile ilişkin asıl, haciz şerhinin terkinine ilişkin birleşen davaların bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde asıl ve birleşen davada davalılar vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma isteminin red edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin üyelik devralmak suretiyle davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun selef üye Ş B ile yaptıkları sözleşme gereğince müvekkilinin devraldığı daireye başka borç çıkartılmamasının kararlaştırıldığını, ancak diğer davalı müteahit firma ile yapılan protokole göre müvekkiline 12.050,00 TL"yi ödediği takdirde tapunun kendisine verilebileceğinin bildirildiğini, hak kaybına uğramamak için talep edilen 12.050,00 TL"yi ödediğini, buna rağmen kat irtifaklı tapusunun verilmediğini ileri sürerek, A Blok 4 numaralı bağımsız bölümünün davalı kooperatif adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada, davalı kooperatife karşı açılan tapu ve tescil davasına konu taşınmaz üzerinde diğer davalı D...İnşaat Ltd. Şti. lehine haciz şerhi bulunduğunu, davalı şirketin satışını istediği bağımsız bölümün müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin davalı kooperatife karşı üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ileri sürerek, Kayseri 2. İcra Müdürlüğü"nün 2003/1477 esas sayılı dosyasıyla konulan haciz şerhinin terkinini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece,asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce, mahkemece, davalı kooperatifin defter ve belgeleri istenerek genel kurullarda kararlaştırılan aidat miktarları ve gecikme faizi oranları değerlendirilerek davacının gerçek aidat ve gecikme faizi borcunu belirleyen ek rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş , mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, dava tarihi itibarıyla davacının davalı kooperatife borcunun bulunmadığı, yüklenicinin davalı kooperatif ile yaptığı protokol ile bağlı olup, protokole göre , her bir üyenin ödeyeceği miktar belirlenerek ödeme yapan üyeye tahsis edilen bağımsız bölüm üzerindeki haczin kaldırılacağının, davalı Doğuş İnşaat tarfından taahhüt edildiği, bu protokolün üyeleri temsilen kooperatifçe imzalandığı, sözleşmeyle davalı D.. İnşaatın bağlı olması yönünden
davacı üyenin de imzasının bulunmasının gerekmediği, Kooperatifler Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca davacının ortak olarak yükümlülüklerini yerine getirdiği, bu nedenle adına tahsis edilen dairenin tescilini isteyebileceği, B.K."nın 113. maddesi uyarınca ana borcun ödenmesi suretiyle düşmesi nedeniyle fer"ileri olan borçların da sukut olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Kooperatifin davalı yükleniciye karşı olan borcuyla ilgili taraflar arasında imzalanan 21.12.2005 tarihli protokolden sonra davacının 03.01.2008 tarihinde kooperatife ödeme yaptığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak bu ödemeden sonra kooperatif tarafından şirkete herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise davacının 03.01.2008 tarihinde kooperatife yaptığı 12.050,00 TL ödemenin de aralarında bulunup bulunmadığı incelenerek, bulunuyor ise davacının taşınmazına konulan haczin kaldırılma şartlarının oluştuğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl davada davalıdan alınmasına, birleşen davada davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.