
Esas No: 2014/13235
Karar No: 2016/871
Karar Tarihi: 01.02.2016
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/13235 Esas 2016/871 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL,
ESKİ HALE GETİRME TAZMİNATI
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve eski hale getirme tazminatı davası sonunda: elatmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler yönünden ise davanın reddine ilişkin verilen karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..." ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve eski hale getirme tazminatı isteklerine ilişkindir.
Davacılar, 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın murisleri..." den intikal ettiğini, davalı firmanın 7 yıldır taşınmazın bitişiğinde taşocağı işlettiğini, taşınmazın tamamının üzerine kaya parçaları yığıldığını, üzerinden iş makineleri geçirildiğini, bu şekilde taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının yok edilerek, maddi zarar meydana getirildiğini, elatmanın önlenmesi için noter kanalı ile ihtar gönderildiğini, şirket yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenilmesini, taşınmaz üzerinde bulunan taş ve molozların kaldırılmasını, ecrimisil ve eski hale getirme tazminatı ödenmesini istemişler, dava devam ederken, dava konusu taşınmazın bir kısmının kamulaştırıldığı, kalan kısmının da temlik edildiği yönünde beyanda bulunmuşlardır.
Davalı, alınan yasal izin çerçevesinde taş kırma faaliyeti gerçekleştirildiğini, ancak dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmaza herhangi bir müdahalede bulunulmadığını, bahsi geçen taşınmazın tarım arazisi niteliği taşımadığını, davacıların taşınmaza ürün ekme veya bakım yapmaya yönelik herhangi bir çalışmada bulunmadıklarını, olmayan ürünün kaybından da söz edilemeyeceğini, ecrimisil isteğinin zamanaşımına uğradığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacıların dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, tazminat ve ecrimisil isteklerinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, elatmanın önlenilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, ifraz edilerek 144 ada 21 parsel ve 144 ada 22 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 144 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırıldığı ve 27/11/2012 tarihinde ... adına tescil edildiği, 144 ada 21 parselin ise 20/9/2013 tarihinde davacılar tarafından dava dışı ...isimli kişiye satıldığı, karar tarihi itibariyle davacıların kayıt maliki olmadıkları, dava konusu taşınmaza yönelik olarak hakkı olmayan yere tecavüz suçlaması ile davalı firmanın yetkilisi olduğu belirlenen... hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/559 Esas sayılı dosyasında, firma yetkilisinin hakkı olmayan yere tecavüz suçlaması ile yargılandığı, ceza yargılama esnasında 25/01/2013 tarihinde yapılan keşif sonucu hazırlanan 20/2/2013 tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 687,93 m²"lik bölümünün aktif taş ocağı olarak kullanılıp, geriye kalan 492,47 m²"lik bölümüne ise taş yığıldığının tespit edilerek, taşınmazın tamamının işgal edildiğinin ifade edildiği, ceza yargılaması sonucu taşocağını işleten firma yetkilisinin üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği sabit görülerek, mahkumiyetine karar verildiği, hükmün Yargıtayca onanarak 17/11/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan, 144 ada 21 parsel sayılı taşınmaz, dava dışı ... adına kayıtlı olup, bu kişi davada yer almamıştır. Dava sonucu verilecek karar ile kayıt malikinin hukukunun etkileneceği kuşkusuzdur.
O halde, 144 ada 21 parsel sayılı taşınmaz maliki olan ...nin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 125. maddesi uyarınca davada yer almasının sağlanması, bu usuli eksiklik giderildikten sonra karar verilmesi gerekirken, eksik taraf huzuru ile karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; mahkemece, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/559 Esas, 2013/243 Karar sayılı ceza dosyasındaki tespitlerde gözönünde bulundurularak, dava konusu ve taş ocağı olarak kullanıldığı iddia edilen alanın tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açık ve net olarak saptanması için konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi refakatinde yeniden keşif yapılması, elatıldığı iddia edilen alan kamulaştırma alanı içerisinde kalmakta ise, kamulaştırma evraklarının da celbi ile taşınmazın mevcut durumu gözetilmek suretiyle, ecrimisil, eski hale getirme tazminatı ve yıkım isteklerinin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazları bu sebeple yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.