20. Hukuk Dairesi 2017/10083 E. , 2017/10797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve dahili davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, ... köyü 820 parsel sayılı taşınmazın tapuda tarla vasfıyla davalı adına kayıtlı olduğunu, ancak; öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalının ölü olduğu anlaşılmakla, mirasçılarına husumet yaygınlaştırılmış, Hazine vekili, 24.11.2009 tarihli celsede davayı kabul ettiklerini belirterek taşınmazın Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece, davalı ... dava tarihinden önce 06/10/2004 tarihinde öldüğünden, davada taraf ehliyeti bulunmadığı ve mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağından, davanın reddine karar verilmiş, davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/11/2012 gün ve 2012/13934 E. -13332 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesinin 3. bendi "dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usûlden reddedilemez." olduğuna değinilmiştir.
Somut olayda; yargılama sırasında husumet davalının mirasçılarına yaygınlaştırılmak suretiyle taraf teşkili tamamlanmış, işin esasına yönelik inceleme ve araştırma yapılmış olmakla, toplanan delillere göre işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davalının dava tarihinden önce öldüğünden taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve dahili davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava, orman savına dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın, ... köyünde 1979 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davalılar miras bırakanı ...adına tespit ve tescil edildiği ve taşınmazın bulunduğu köyde orman kadastrosunun yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, dava konusu taşınmazın bulunduğu ... köyüne komşu ... köyünde 2004 yılında yapılan orman kadastrosunda dava konusu taşınmazın ve bir kısım taşınmazların orman sınırları içine alındığı ve ... köyünde 2008 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda ... köyü 101 ada 1 parsel nolu orman niteliğiyle kadastro tespit tutanağı düzenlenen taşınmazın çapı içinde kaldığı, bu durumda ... köyünde yapılan orman kadastrosunun dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde ilân edilmediği için kesinleşmiyeceği, ayrıca, daha önceden kadastro yapılan yerlerde kadastro yapılamıyacağı ve ... köyünde yapılan kadastronun çekişmeli taşınmazın bulunduğu... köyü sınırları içindeki taşınmazlar bakımından 2. kadastro olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 22.maddesi gereğince bu kadastronun hükümsüz sayılacağı ve TMK"nın 1026. maddesine göre işlem yapılacağı, dava açılmasa dahi tapu müdürlüğünce re"sen iptal edileceğinden ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 19/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.