16. Hukuk Dairesi 2015/3601 E. , 2016/170 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 11.11.2014 gün ve saatte temyiz eden ... vs. vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 9118 ada 6 (4293 ada 6) parsel sayılı 267.10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle 224/373 payı davalı ..., 149/373 payı dava dışı ... adlarına kargir bina vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, çekişmeli taşınmaz üzerinde 2 katlı bina olduğunu, 1. katta 3 adet dükkan, üst katta ise çok amaçlı salon bulunduğunu, 1. katta ortada bulunan tahmini 21 metrekare büyüklüğündeki dükkanın murisleri ... tarafından 2.7.1985 tarihli sözleşme ile davalıdan haricen satın alındığını, murislerine satılan dükkana ait hak ve hissenin iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini, iptal ve tescil talebi kabul edilmediği takdirde ise 2.7.1985 tarihli sözleşmede belirlenen satış bedelinin sebepsiz zenginleşme ve denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin tespiti ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini terditli olarak talep ve dava etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre davacılar vekilinin tapu kaydının iptali ve tescil istemine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davacılar vekilinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine gelince; mahkemece hakkın özünün hak düşürücü süreye uğramış olmasının tazminat istemi yönünden de etkin olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK"nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda; davacılar satın alma ve miras yoluyla gelen hakka dayandıklarına göre dava BK"nun 125. maddesine (6098 sayılı BK"nun 146. maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca, zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlayacağından olayda ifanın imkansız hale geldiği tarihin belirlenmesi önem kazanmaktadır. Çekişmeli taşınmaza ilişkin tespit 27.08.1993 yılında kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesine göre davacıların tespitin kesinleştiği 27.08.1993 tarihinden 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu 27.08.2003 tarihine kadar tespitten önce doğan hakka dayanarak dava açıp taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescil ettirme hakkı mevcut olduğundan 27.08.2003 tarihine kadar ifanın imkansız hale geldiğinden söz edilemez. O halde ifanın imkansız hale geldiği 27.08.2003 tarihinden davanın açıldığı 05.04.2013 günü arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı gibi, dosya kapsamına göre TBK"nın 82. maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresi dahi dolmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemi yönündeki davanın TBK"nın 82. maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilerek; işin esasına girilip, toplanacak deliller doğrultusunda hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle tazminat istemi yönünden de davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, davacılar ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100.00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacılara verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.