20. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/8410 Karar No: 2017/10792
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8410 Esas 2017/10792 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2017/8410 E. , 2017/10792 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ...köyünde bulunan 370 ada, 2 nolu parselde bulunan taşınmazın davalı taraf adına tapuya kayıtlı olduğunu, taşınmazın 143 m2"lik kısmının kesinleşmiş orman sınırı kapsamında kaldığını belirterek bu kısmın tapu kayıt maliklerinin adına olan tapularının iptaline, davalıların taşınmaza müdahalelerinin önlenmesine, orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 370 ada 2 nolu parseldeki dosya içerisinde bulunan 10/11/2014 tarihli harita ve kadastro mühendisi..."nın krokili raporunda (a) harfi ile gösterilen 143,00 m2 yerin orman olduğu anlaşılmakla davalılar adına olan tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, bakiye kısmın davalılar uhdesinde bırakılmasına, davacının men"i müdahale talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescili davasıdır.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanuna göre 1997 yılında yapılıp 05.03.1998 ilâ 05.09.1998 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde çalışması vardır.Dava konusu 370 ada 2 parselin 1973 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında ... adına tarla vasfıyla tescil edilen 95 sayılı parselin 2011 yılında yapılan imar çalışmasında imar ifrazı sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece dava konusu taşınmazın 1998 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmasında 143 m2"lik kısmının orman tahditi içinde kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu karar yerinde değildir. Şöyle ki; dosyada bulunan orman bilirkişi raporunda orman kadastro sınırının 95 sayılı parselin sınırlarını takip ettiğini ve bu durumda ilgili taşınmazın orman sınırları dışında kaldığının anlaşıldığını ancak orman tahdit haritasında ise 95 sayılı parselin ifrazından oluşan 370 ada 2 sayılı parselin kısmen orman tahditi içinde kaldığını belirtmiştir.Yine orman kadastro tutanağının 9. sayfasında 34, 35, 36 ve 37 sayılı OTS"lerin 95 numaralı parseli takip ettiği ve tutanaklardaki anlatıma göre bu parselin orman tahdit sınırları dışında bırakıldığı anlaşılmaktadır.Orman kadastro tutanakları ile orman kadastro haritasının çelişmesi halinde orman kadastro tutanaklarına değer verilmesi icab eder. Bu durumda 370 ada 2 sayılı parselin orman sınırları dışında olduğu anlaşıldığından Orman Yönetiminin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.