11. Hukuk Dairesi 2021/3710 E. , 2021/5986 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti"nce verilen 15.11.2019 gün ve 2019/İHK-16948 sayılı karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurarak taraflar arasında Makine Kırılması Sigorta Poliçesi düzenlediğini, bu kapsamda sigortalı bulunan Caterpıllar marka yükleyici araçta 26.02.2019 tarihinde klima dönüşüm filtresinin üzerine monteli olan basınç switchine gelen kabloların kısa devre yapması sonucunda hasar meydana geldiğini, zararın sigorta poliçesi kapsamında olduğunu ancak davalı ... şirketince müvekkiline ödeme yapılmadığını ileri sürerek 110.195,86 TL"nin 28.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, araçta meydana gelen hasarın kısa devre sebebiyle değil makinenin altında bulunan pamuk parçacıklarının tutuşması neticesinde meydana geldiğini, poliçede yangın teminatı olmadığından hasarın poliçe kapsamı dışında kaldığını, eksik sigorta ve muafiyetin dikkate alınması gerektiğini savunarak talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonunca, meydana gelen hasarın sigorta poliçesi genel şartları uyarınca teminat kapsamında olduğu, bilirkişi raporuna göre 104.481,56 TL’ den davalı ... şirketinin sorumlu olduğu gerekçesiyle başvurunun kısmen kabulü ile, 104.481,56 TL’nin 15.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişikin talebin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davalı ... vekili İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itirazda bulunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, araçta meydana gelen yangının başlangıç noktasının elektrik kabloları arasında oluşan kısa devre olduğu ve yangının elektrik kontağından çıktığı, bu durumun aksinin davalı şirketçe ispat edilemediği, dolayısıyla davalı vekilinin itirazının yerinde olmadığı, sigorta poliçesi genel şartlarının 3. maddesinde düzenlenen teminat kapsamı dışındaki hallerin somut olay açısından söz konusu olmadığı, hasar tazminatının ve vekalet ücretinin usulüne uygun olarak hesaplandığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındakİ kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, makine kırılması sigorta poliçesi uyarınca araçta meydana gelen zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Sigorta Tahkim Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından başvurunun kısmen kabulüne ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına AAÜT ve 5684 sayılı Kanunun 30/17. maddesi uyarınca hesaplanan 11.109,00 TL vekalet ücretine karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir.
6327 sayılı Kanunla Sigortacılık Kanunu"na eklenen 30/17. fıkrası uyarınca, talebi kısmen veya tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücretinin AAÜT"de belirlenen vekalet ücretinin 1/5"i olacağı öngörülmüştür. Madde hükmünde sözkonusu olan talep, tahkim yargılamasında karşılıklı yer alan uyuşmazlık taraflarının talepleridir. Dolayısıyla maddedeki "talebi red olunanlar" ifadesi, hem sigorta sözleşmesinde menfaat sağlayanları hem de risk üstlenen kuruluş ve güvence hesabını ifade eder. Zira, tahkimde uyuşmazlığın taraflarından her biri hakemden kendi lehine hüküm kurulmasını istemektedir. Diğer bir ifadeyle, sigorta sözleşmesiyle menfaat sağlayanlar, kendi lehine ancak risk üstlenen kuruluş ve güvence hesabına hüküm kurulmasını talep ederken risk üstlenen kuruluş ve güvence hesabı da haksız olduğu iddiası ile karşı tarafın talebinin reddedilerek, kendi lehine hüküm kurulmasını talep eder. Ayrıca tahkim yargılamasının çekişmeli yargı olduğu gözönünde bulundurularak hakem, uyuşmazlık taraflarından birisinin talebini kabul ettiği oranda diğer tarafın talebini de reddetmiş demektir.Bu noktada maddede geçen reddedilen kavramı sadece davacı konumundaki sigorta sözleşmesinden menfaaat sağlayanlara yönelik değildir.
Yine aynı doğrultuda 19/01/2016 tarihli, 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrası “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesini içermektedir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 17. maddesi, 2. fıkrasında da, vekalet ücretinin tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu durumda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvuru sahibi lehine vekalet ücretine karar verilirken Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT"nin 13. maddesi ve AAÜT"nin 17. maddesi 2. fıkrası gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nisbi vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın HMK. 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının başvuru sahibi yararına vekalet ücretine ilişkin 3.bendindeki "...11.109,00 TL..." ibaresinin çıkarılarak yerine "...2.725,00 TL..." ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 maddesi ile “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biri”
19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına ilişkin Yönetmelik ile Sigortacılıkta Tahkimine İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesi ile de “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin beşte biri” olduğu düzenlenmiştir.
Bakanlık tarafından düzenlenen yönetmelik ile, yasa hükmünden farklı bir düzenlemeye gidilmiş olup bu hal yönetmelik ile yasa hükmünün genişletilmesi niteliğindedir.
Avukatlık Kanununun 169. maddesindeki sınırın altında vekalet ücreti takdir edilmesi, 5684 sayılı Yasa ile mümkün ise de, belirtilen kanunlarda yer alan bu hükümlerin yönetmelik ile değiştirilmesi fonksiyon gasbı niteliğinde olup mümkün bulunmamaktadır. Yönetmeliğin söz konusu hükmü, yasa hükmünün başvuran aleyhine kapsamının genişletmek suretiyle açıkça aykırı bir düzenleme içermektedir. Anılan kanunla, Hazine Müsteşarlığına, Sigorta Tahkimde avukatlık vekalet ücreti düzenlemesi için açıkca bir yetki verilmemiştir. Normlar hiyerarşisinde daha alt sırada yer alan yönetmeliklerin, kanuna aykırı nitelikte hükümler öngörmeleri mümkün olmadığına ilişkin genel hukuk kuralı karşısında Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 maddesine aykırı, Yönetmeliğin 16/13 maddesi yok hükmünde olduğundan Yönetmelik hükmünün uygulanması mümkün değildir.
Diğer taraftan, davalı ... şirketinin karşı davası veya alacak talebi bulunmayıp yasa hükmünde “talebi reddedilen” ifadesi ile kastedilen, yalnızca başvuran davacıdır. Zira nisbi vekalet ücretine esas alınacak “talep” para ile ifade edilen taleplerdir ve davalının alacak yönünden bir talebi bulunmamaktadır. Usul Hukukunda, davalının davaya karşı koyması, itiraz ve defi yolu ile olduğundan bu şekildeki karşı koymanın “talep” olarak ifade edilmesi mümkün değildir. Davalı tarafın talepte bulunabilmesi ancak karşı dava veya takas defi ile sözkonusu olabilir. Bu itibarla anılan hükümde kastedilenin “başvuran - davacı” olduğu tartışmasızdır.
Somut uyuşmazlıkta, başvuran - davacının talebi kısmen kabul - kısmen red edilmiş kabul edilen miktar üzerinden davacı yararına, Tarife hükümlerine göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olup Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına bu yönde vaki itirazın; İtiraz Hakem Heyetince red edilmesinde Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 maddesi ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17/2 maddesine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı ... şirketinin temyiz isteminin bu yönden de reddi ile İtiraz Hakem Heyeti kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı yorum ve değerlendirmeler sonucu temyize konu olmayan Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının düzeltilerek onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.