20. Hukuk Dairesi 2016/5639 E. , 2017/10783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... İlçesi,... Köyü 101 ada 2 parsel sayılı 32516,61 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1977 tarih 51 nolu emlak kaydı ile ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.06.2006 tarih, 2006/7365-7814 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle ""Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 1954 tarihli hava fotoğrafının dönüştürülmesi sonucunda düzenlenen 1959 tarihli memleket haritasında beyaz renkli ziraat alanlarında kaldığı, % 3-5 eğimde, toprak muhafaza karakteri taşımayan ve orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, rapor ekindeki memleket haritası ve amenajman planından oluşan resmi belgeler elle boyandığı gibi, çekişmeli taşınmazın konumu kadastro paftası ile memleket haritasının ölçekleri denkleştirilmek suretiyle gösterilmemiştir. Rapor bu haliyle denetlemeye olanak vermediğinden, dairece, fen ve uzman orman bilirkişiden haritaların ölçekleri denkleştirilerek taşınmazın memleket haritasındaki konumunun belirlenmesi hususunda ek rapor istenmesi üzerine fen ve orman bilirkişinin birlikte düzenledikleri 09.03.2006 tarihli ek raporda; çekişmeli taşınmazın çevresindeki tüm parsellerin belgesiz ve senetsizden tespit gördüğü, taşınmazın kuzey kısmında bir bölümünün memleket haritasında yeşil alanda kaldığı haritasında gösterilmiştir. Resmi begelere göre birbiriyle çelişen raporlara dayanılarak karar verilemez. Kaldı ki; ek raporda da memleket haritası bilgisayar çıktısı ile boyanmıştır. Memleket haritasının orjinal renkli fotokopisinin dosyaya konulması ve ölçekleri denkleştirilerek yapılacak aplikenin rapor ekinde bulunması gerekir.Bu nedenle; orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar Devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır."" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 19/12/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.