17. Hukuk Dairesi 2016/3402 E. , 2018/12135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen dosya davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 18/10/2012 tarihinde davalının idaresindeki motosikleti ile yaya olan müvekkillerinin murisi... "a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücünün kusurlu olduğunu, murisin ölümü ile davacıların manevi zararlarının olduğunu belirterek, davacıların her biri için 15.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dava dosyasında, davacı vekili müvekkilinin babasının, davalının neden olduğu trafik kazası nedeni ile vefatı sonucu manevi zararı olduğundan bahisle 15.000,00 TL TL manevi tazminatın davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre,1-Davanın ve birleşen davanın kısmen kabulü ile; her bir davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 18/10/2012"den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dosya davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı,
olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, asıl ve birleşen dosya davacıları lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısına geri verilmesine 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.