3. Hukuk Dairesi 2015/17550 E. , 2017/4349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; 4796301 sayılı elektrik aboneliğinin müvekkiline ait olduğunu ve müvekkili tarafından fatura edilen tüm tüketim bedellerini ödediğini; ancak, davalı şirket tarafından özelleştirme öncesini de kapsayacak şekilde sayaç çarpanlarını değiştirmek suretiyle müvekkiline 73.332,80 TL ek borç faturası çıkardığını, bu borçtan dolayı müvekkiline ait elektriğin kesildiğini belirterek, müvekkilinin davalı şirkete abonelikten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve % 40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; 25.10.2011 tarihinde yapılan kontroller sırasında davacı aboneye ait elektrik devresindeki çarpanın 30 olması gerekirken 20 olarak girildiğini, müvekkili tarafından yapılan işlemin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğunu savunarak; davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davacı aleyhine Konya 7. İcra Müdürlüğü"nün 2012/5469 takip sayılı dosyası ile yapılan takip nedeni ile davacı borçlunun davalı alacaklıya asıl alacak olarak 52.746,20 TL borçlu olmadığının tespitine, bu takip nedeni ile asıl alacak olarak 20.586,60 TL borcunun bulunduğunun tespitine; alacağın belirlenmesi bilirkişi incelemesi ve dolayısı ile de yargılamayı gerektirdiğinden tarafların icra inkâr tazminatı ve kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekili sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Uyuşmazlık; davalı ... şirketinin, çarpan farkını yanlış uygulayarak hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle, davacı abonenin tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, davanın yasal dayanağını oluşturan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 44.maddesi ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23.maddesinin irdelenmesinde yarar vardır.
09.11.1995 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin "Abonenin Kusuru Dışındaki Hususlar" başlıklı 44. maddesinde; "Abonenin kusuru dışında olan hususlara kaçak elektrik işlemi uygulanmaz. Ancak, kaçak ve usulsüz elektrik kullanımı dışında kalan hatalı okuma, hatalı hesaplamalar sonucunda şirket veya müşteri lehine doğan alacaklarda doğru kaydetmiş sayaç değerleri var ise sayaç değerleri, yok ise 41 inci maddeye göre ortalama aylık tüketim hesaplanarak ait olduğu tüketim dönemlerindeki birim fiyatlar dikkate alınmak suretiyle fatura düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğini yürürlükten kaldırarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinde ise; "Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.
Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümleri uygulanmaz.
İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç on iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.
İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi halinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren on iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları perakende satış şirketi tarafından en geç üç iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir.
İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde; anılan hükümlerin, yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu dağıtım şirketi lehine doğan alacaklarda, tüketimin hesaplanacağı süre konusunda bir sınırlama getirmediği, dolayısıyla gerek önceki yönetmelik gerekse de yürürlükte olan yönetmeliğe göre ödeme bildirimine ilişkin bu ve benzeri hatalar açısından, hatanın başlangıç tarihi itibariyle tüketimin hesaplanması gerektiği ortadadır.
Ancak, davacı şirketin endeks okumalarında çarpan farkını yanlış uygulaması nedeniyle (30 çarpan yerine 20 çarpan olarak uygulanması ) davaya konu uyuşmazlığın doğduğu dosyadaki belgelerle sabittir.
Somut olayda, uygulanması gereken madde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesidir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut olayda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 20. maddesi uygulanması gerektiği şeklinde rapor düzenlenerek hesap yapması hatalı ve yanılgılı değerlendirme nedeniyle isabetsiz olup, bozmayı gerektirir.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda konusunda uzman (üçlü) bilirkişiden Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesi uyarınca rapor alınarak, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.