10. Hukuk Dairesi 2019/4759 E. , 2021/3407 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, murisin hizmetleri bakımından aidiyet istemi ile belirlenen hizmetlere göre ölüm aylığına müstahak olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 26.06.2015 tarihli karar, Dairemizin bozma ilamı ile özetle, “…Mahkemece öncelikle davalıya (...) ait olduğu kabul edilen hizmet döküm cetvelinde belirtilen 7762510 sicil numarasının kime ait olduğunun tespiti bakımından bu sicil numarasının hangi yıla ait olduğu ile ilk kez kimin adına tescil edildiği hususu araştırılmalı, davacı murisi ile davalı arasındaki akrabalık ilişkisi dışında nüfus müdürlüklerinden davacı murisi ile aynı isme ait olan kişilerin bulunup bulunmadığı, var ise kaç kişinin bulunduğu ve murise ait olduğu iddia edilen hizmetlerin kimlik bilgileri ile eşleşip eşleşmediği, diğer davalının davalı Kurumdan aylık alıp almadığı ve davalı Kurumca ihtilafa konu hizmetlerin kime mal edildiğinin tespiti ile ihtilafa konu sicil numarası (...) ile bildirilen tüm işyerlerinden tarafsız nitelikte olacak bordrolu tanıkların da beyanlarına başvurulması ile davacının murisinin yaptığı iş de belirlenmek suretiyle bildirilen hizmetlerdeki işyerlerindeki çalışmaların murise aidiyetinin kesin olarak belirlenmesi, ayrıca iddianın ispatına yarayacak davalı kurum nezdindeki yazılı belgeler mevcut ise, davacının murisi ile bu belgelerdeki imzaların aidiyeti araştırılmalı, gerekirse imza incelemesi yaptırılmalı, dâhili davalının kabulünün sigortalılık tespitine dair bu tür davalarda etkili olamayacağı da dikkate alınarak, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Mahkemece, bozma sonrasında dinlenen tanık beyanlarına göre karar verildiği anlaşılmakta ise de, öncelikle bu tanıkların bordrolu olup, olmadığı hususu tespit tespit edilmeli, ayrıca uyuşmazlığa konu olan 3400005469453 sicil numarası üzerinden yapılan tüm hizmetler dikkate alınmalı ve hizmetlerin geçtiği işyerleri dosyaları ile bu işyerlerinden bildirim yapılan bordrolu tanıklar her bir işyeri bazında tespit edilmeli ve bu tanıkların beyanları alındıktan sonra davacının iddiası irdelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu kapsamda resen araştırma ilkesi çerçevesinde bildirilen hizmetlerin geçtiği yıllarda davacı murisi ile davalı ...’nun ikamet kayıtlarının araştırılması hususunun da hizmetin kime ait olduğunun tespitinde ve bunun gibi işyerlerinde çekilen fotoğraf vb gibi belgelerin de iddianın ispatı bakımından faydalı olabileceği hatırda tutularak gerekli araştırmalar tamamen yapılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.