4. Hukuk Dairesi 2014/1936 E. , 2014/12079 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı ... tarafından, davalı-karşı davacılar ... vd. aleyhine 22/04/2004 gününde verilen dilekçe ile hakaret ve müessir fiil nedeni ile maddi ve manevi tazminat, davalı-karşı davacılar tarafından manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı-karşı davalının davasının reddine, davalı-karşı davacının davasının kısmen kabulüne dair verilen 23/12/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı tarafından istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Karşı davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
Temyize konu bölümün 2010 yılı temyiz miktarı olarak belirlenen 1.430 TL"yi geçmemesi durumunda karar kesindir. Somut olayda temyize konu olan tutar, her bir davalı karşı davacı için ayrı ayrı bu düzeye ulaşmadığından temyiz inceleme isteği reddedilmelidir.
2-Asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Yerel mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu edilen olayda kamu görevlisi olan davalı polislerin görevleri sırasında davacıya karşı haksız fiil işlediği ileri sürülmüş, davalı memurların görevi sırasında ve görevi nedeni ile meydana gelen zarardan sorumlu tutulması istenmiştir.
Anayasanın 129/5 maddesi, 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 13/1 maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeni ile oluşan zararlardan doğan tazminat davaları kendilerine rücu edilmek kaydı ile ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. Kamu görevlisi aleyhine adli yargı yerinde dava açılamayacağına göre kamu görevlisi hakkında adli yargıda açılan tazminat davasında kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekir. Mahkemece husumetten red kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davacının karşı davaya yönelik temyiz isteğinin (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, bozma nedenine göre asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/09/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalıların salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun bozma kararının (2) numaralı bendine katılmıyorum.22/09/2014