Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1129
Karar No: 2018/8667
Karar Tarihi: 31.10.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/1129 Esas 2018/8667 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/1129 E.  ,  2018/8667 K.

    "İçtihat Metni"

    ...........

    ........şleminin iptali ile kesilen yaşlılık aylığının devam ettirilmesi gerektiğinin ve kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada, İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle istemin reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması ve ........ Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin .... çalıştığını, yurda kesin dönüş yaptığını, 2012 yılında yurt dışı hizmet borçlanması yaptığını ve ....... kapsamında ....... emekli olduğunu, davacının tahsis talep tarihi itibari ile 1970 yılında 143 gün 2012 yılında 10 gün hizmetinin bulunduğunu toplamda 153 gün bulunduğunun sigorta ekstresinden anlaşıldığını, ancak kurumun yıllar sonra 2012 yılındaki 10 gün hizmetinin iptal ettiğini ve 1970 yıllarındaki hizmetlerinin sisteme yanlış yüklenmesi nedeni ile hizmetlerin 3595 günde kaldığı ve 3600 prim güne ulaşılamadığı için bağlanan aylığın başlangıçtan beri iptal edildiğini, davalı kurumun 1970 yılındaki hizmetlerinin sisteme hatalı yüklediğini, müvekkilinin vaktinde uyarılmadığını, kurumun denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyanla müvekkilinin 2012 yılındaki tahsis talebi dikkate alınarak başlangıçtan itibaren ......kapsamında yaşlılık aylığına kazandığının tespitine ve aksine tesis edilen kurum işleminin iptaline ve kurum tarafından çıkartılan borcun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili, davacıya 21.11.2012 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığı bağlandığını, sosyal güvenlik denetmeni tarafından düzenlenen rapor ile davacının ......ait iş yerindeki 2012 yılına ait sigortalı bildirimlerinin fiili olmadığının tespit edildiğini, davacının tahsis şartlarını bu suretle kaybettiğini yaşlılık aylığının durdurulduğunu, yapılan ödemelerin adına borç kaydedildiğini, kurum işlemlerinin yürürlükteki mevzuata uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, davacının......ait işyerinde 2012 yılındaki 10 günlük hizmetin geçerli olmadığı, fiili çalışmaya dayanmadığını bilen davacının iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca 1970 yılında yüklenen hizmetlerinin 75 gün olduğunu, 143 gün olmadığını bilebilecek durumda olduğundan ve kuruma atfedilecek bir kusur belirlenemediğinden, ilk tahsis talep tarihi itibariyle tahsis koşulları oluşmadığından davanın reddine dair karar vermiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ....... Hukuk Dairesi, dosya kapsamına göre; 1979 yılında 75 gün, 2012 yılında 10 gün hizmet akdine dayalı sigortalı çalışması bulunan davacıya yurt dışında geçirdiği 22.03.2001 ile 31.10.2010 tarihleri arasında kalan 3520 günlük süreyi 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanan davacıya 3605 gün üzerinden 506 sayılı Yasanın 81/A bendi uyarınca 02.11.2012 tarihli tahsis talebine istinaden 01.12.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmıştır.
    ..........denetmenince düzenlenen 11.11.2015 tarih ve.......sayılı araştırma ve inceleme ......beyanlarının alındığı, bu sigortalıların muhasebe bürosunda çok kısa sürelerle çalıştıklarını söyledikleri, işverenin 20.12.2012 tarihinde vefat etmesi nedeniyle beyanının alınamadığı, işyerinden bildirilen sigortalıların genelde yurt dışında ikamet edip, yurt dışı hizmet borçlanması öncesi bu işyerinden bildirildikleri, çay ve temizlik yapmaları bunun karşılığında hiç ücret almamalarının olağan olmadığı, çalışmalara ilişkin herhangi bir belgenin de bulunmaması nedeniyle, davacının da aralarında bulunduğu sekiz sigortalının çalışmalarının iptal edildiği, davacının 10 günlük sigortalılığının iptali üzerine aylık bağlanma koşulları da ortadan kalkmış ve aylığının da başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği, davacıya sonradan askerlik borçlanması yapması üzerine 11.08.2016 onay tarihli aylık bağlama kararı ile 20.07.2016 tarihinden itibaren yeniden aylık bağlandığı anlaşılmıştır.
    Olayda, davacının iptale konu çalışmalarının fiili olduğuna ilişkin açık bir itirazının olmadığı, sadece iptal edilen gün karşılığı olan sigorta priminin ekonomik değeri olmayan bir miktara ilişkin olduğundan aylığının iptalinin hakkaniyete aykırılık oluşturduğunu ileri sürdüğü açıktır.
    Davacının sahte sigortalılığa dayalı olarak prim gün sayısının 3600 günün altına düştüğü ve tahsis koşullarının ortadan kalktığı, sahte bildirim nedeniyle davacının iyi niyetli olmadığı ve aylığın iptaline ilişkin Kurum işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddine dair mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı, aslen aylığa müstahak olup sonradan yapılan 10 günlük iptalin aylığın iptalini gerektirmeyeceği, bu durumun ........ de uygun düşmediğini belirterek, aksi Kurum işlemlerinin iptali gerekçesi ile kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
    1979 yılında 75 gün, 2012 yılında 10 gün hizmet akdine dayalı sigortalı çalışması bulunan davacıya yurt dışında geçirdiği 22.03.2001 ile 31.10.2010 tarihleri arasında kalan 3520 günlük süreyi 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanan davacıya 3605 gün üzerinden 506 sayılı Yasanın 81/A bendi uyarınca 02.11.2012 tarihli tahsis talebine istinaden 01.12.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ne var ki,davalı kurumca yapılan inceleme ile 11.11.2015 tarihli araştırma ve inceleme raporunda; ........2 7022 01 01 1077648 042 15 sicil nolu işyerinde...........isimli sigortalıların çalışma bildirimlerinin fiili olup olmadığının incelendiği, işyerinin muhasebe bürosu olduğu, buradan bildirilen ........beyanlarının alındığı, bu sigortalıların muhasebe bürosunda çok kısa sürelerle çalıştıklarını söyledikleri, işverenin 20.12.2012 tarihinde vefat etmesi nedeniyle beyanının alınamadığı, işyerinden bildirilen sigortalıların genelde yurt dışında ikamet edip, yurt dışı hizmet borçlanması öncesi bu işyerinden bildirildikleri, çay ve temizlik yapmaları bunun karşılığında hiç ücret almamalarının olağan olmadığı, çalışmalara ilişkin herhangi bir belgenin de bulunmaması nedeniyle, davacının da aralarında bulunduğu sekiz sigortalının çalışmalarının iptal edildiği, davacının 10 günlük sigortalılığının iptali üzerine aylık bağlanma koşulları da ortadan kalkmış ve aylığının da başlangıç tarihi itibariyle iptal edilmesi nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, davaya konu uyuşmazlığın anılan dönemlerde davacı adına yapılan sigortalı bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı hususunda toplandığı, buna göre davanın yasal dayanağının 5510 sayılı .......... Kanununun 86. Maddesi olduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasal haklar arasında yer alan.........yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, eldeki gibi sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Eldeki davada ise, Mahkemece, davacının Kurumca iptal edilen bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olmadığı kabul edilerek karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden ve dava konusu dönem içerisinde davacı çalışmalarını Kuruma bildiren işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, eldeki davaya yönelik olarak, Mahkemece, davadışı işveren ........... adına kayıtlı olan işyerinden bildirimleri yapılan 10 günlük sure nedeniyle, komşu işverenlerin bulunup bulunmadığı hususu kolluk aracılığıyla tespit edilerek buralarda davacının çalışmalarını bilebilecek şekilde tarafsız komşu işyeri çalışan veya işletenlerin bulunup bulunmadığı irdelenmeli, davacının çalışmaları bakımından işyerinde imzaladığı ve gelen müşterilere verdiği teslim tesellüm belgelerinin veya benzer şekilde yazılı belgelerinin bulunup, bulunmadığı ve anılan dönemde ücretlerini nereden ve nasıl şekilde aldığı hususları da araştırılmak suretiyle, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ....... Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ....... 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin.......gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 31.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    ......

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi