Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/25151 Esas 2010/7082 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/25151
Karar No: 2010/7082
Karar Tarihi: 25.03.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/25151 Esas 2010/7082 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/25151 E.  ,  2010/7082 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 08/07/2009
    NUMARASI : 2009/546-2009/1008

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 24/09/2008 tarih ve 2008/519-2014  sayılı kira tespiti ilamına dayanılarak takip yapılmaktadır. Kira farkı alacağı yönünden kira tespit ilamı eda hükmünü içermediğinden takibe konu edilemez ise de, bu husus borçlu tarafından icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmadığından mahkemece re"sen nazara alınarak bu yöne ilişkin talebin iptaline karar verilemez. Borçlu, damga vergisi kesintisi yapılmadığına, işlemiş faizlerin başlangıç tarihlerine ve yargılama giderlerine yürütülecek faize ilişkin olarak şikayette bulunduğuna göre, HUMK"nun 74. maddesi hükmü gözetilerek, anılan konulara hasren inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    Diğer taraftan 12/11/1979 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, kira parasının tespitine dair ilamlar kesinleşmeden icraya konulamaz. Aynı şekilde, HGK"nun 30/05/2001 tarih, 2001/12-423E., 2001/456 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Kira tespit ilamları kesinleşmeden infaz olunamaz. Kararın kendisi kesinleşmedikçe takip yapılamayacağı gibi, ilamda yazılı yargılama gideri ve vekalet ücreti vb. taleplerin de karar kesinleşmedikçe infazı istenemez." Bu itibarla faizin de kararın kesinleşme tarihinden itibaren istenebileceği tabiidir. (İBHGK"nun 24/11/1995 tarih, 1994/2E. 1995/2 K. sayılı kararı)
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, borçlunun yukarıda belirtilen şikayet konuları ile sınırlı olarak ve açıklanan içtihadlar doğrultusunda incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet konusu yapılmayan asıl alacak kaleminin de iptali sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.