3. Hukuk Dairesi 2015/18196 E. , 2017/4318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, üzerine kayıtlı aboneliklerinden dolayı hiçbir borcu ya da kendisine tebliğ edilen bir borç bildirimi söz konusu değilken davalı tarafından İnegöl 2.İcra Müdürlüğü"nün 2012/7608 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, 19.11.2013 tarihli dilekçesi ile borcun icra tehdidi altında ödendiğini, davaya istirdat davası olarak devam edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğurultusunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, davacının elektrik aboneliğinden kaynaklanan menfi tespit-istirdat istemine ilişkindir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Somut olayda; mahkemece, dava konusu elektrik bedelinin tespiti yönünden mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi dava konusu elektrik bedeli hesabı konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir. Uzman bilirkişi tarafından, dava konusu bedelin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece, dava dosyası elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisine veya elektrik mühendislerinden oluşturulacak bir heyete verilerek, bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedel hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, soruşturma ve konusunda uzman olmayan bilirkişinin düzenlediği rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.