Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19143
Karar No: 2017/4297
Karar Tarihi: 30.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19143 Esas 2017/4297 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/19143 E.  ,  2017/4297 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen tavzih hükmünün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı dilekçesinde kaçak elektrik kullanmadığını beyanla davalı kurumca tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedelinden sorumlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir .
    Davalı vekili; yapılan tahakkukun usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla ; davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, kısa kararda davanın kabulüne , davalının toplam 3830,10 TL"lik kaçak elektrik bedel ve para cezasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; gerekçeli kararda davanın reddine denmiş; davacının tavzih istemi üzerine hakim kararı tashih ederek davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekili tavzihen verilen kabul kararını temyiz etmiştir .
    1-) 6100 sayılı HMK"nun 305. maddesinde “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmü düzenlenmiştir.
    Mahkemece, anılan hüküm nazara alınmadan karar vermekle dosyadan el çektiği halde; ilk verdiği davanın kabulü yönündeki kısa karara da aykırı "davanın reddi " yönündeki hükmü tashihen duruşma açarak davanın kabulü şeklinde tavzih koşulları oluşmaksızın değiştirmek usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir .
    2-)Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok
    büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Yine, 6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
    Somut olayda mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda " Davanın kabulü"ne ,davacının davalı kuruma 3830,10 TL"lik kaçak elektrik bedel ve para cezasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak davanın reddine karar verilmiş;akabinde tavzih koşulları somut olayda oluşmamasına rağmen hakim dosyayı yeniden ele alarak son olarak tashihen davanın kabulüne karar vermiş ve tashihen verilen karar gerekçesinde ise ;" davalının, davacının kaçak elektirik kullandığı nedeniyle borçlu olduğu hususunu ispat edemediğinden yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine " karar vermek gerektiğinden bahsetmiştir.Tavzih talebi üzerine davanın reddine yönelik hükmü davanın kabulüne şeklinde değiştirmiştir.
    Böylece, kısa karar ile hüküm ve koşulları oluşmadığı halde tashihen verilen kabul kararıyla gerekçe arasında çelişki yaratılmış olup, usul ve yasaya aykırılık arzeden bu husus bozmayı gerektirmiştir .
    3-Bozma şekil ve sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1ve 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi