17. Hukuk Dairesi 2018/1533 E. , 2018/12097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı asil ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin kendisine ait ... plakalı traktörü ... galericilik yapan ... sattığını, 24/07/2002 tarihinde teslim ettiğini, aynı gün resmi satış işlemlerinin yapılması için ... 1. Noterliği"nin 24/07/2002 tarih ve ... yevmiye nolu vekaletnamesi ile söz konusu traktörün satışının yapılması için davalılardan ... ile avukat ..."a müvekkili tarafından yetki verildiğini, traktörün teslim alınmış olmasına rağmen resmi satış işleminin yapılmadığını ve traktörün galeri tarafından tescilsiz olarak ... isimli şahsa verildiğini, 17/03/2002 tarihinde ... r"ın davalılardan teslim aldığı ... plakalı traktör ile ... plakalı aracın ... İlçesi, ... Köyü mevkiinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazada ... isimli şahsın kusurlu olarak tespit edildiğini, bu olayın ardından ... 1. Noterliği"nin 24/07/2002 tarih ve ... yevmiye nolu vekaletnamesi ile yetki alan davalıların aynı traktörü ... 1. Noterliği"nin ... yevmiye nolu 09/09/2003 tarihli kati taşıt sözleşmesi ile ... isimli şahsa sattığını, ... plakalı araç sigortacısı ... Sigorta A.Ş. tarafından ödenen sigorta tazminatının kazadaki kusuru nispetince ... plakalı traktör sürücüsü ... , kayıt maliki olan müvekkili Mehmet Kılınç"a ve sigortacı ... Sigorta A.Ş."ye rücu edildiğini, bu maksatla ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2003/455 Esas sayılı, 2004/190 Karar sayılı dosyası ile açılan davanın
kabul edildiğini, verilen hükmün ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/1067 sayılı dosyası ile infaz edildiğini ve müvekkilinin çalışmakta olduğu işyerindeki maaşına haciz konulduğunu, işyerinden olan alacaklarından 9.642,48 TL tahsil edildiğini, maaşının hacizli olmasından dolayı çalıştığı iş yerindeki iş akdinin feshedildiğini, son olarak müvekkilinin alacaklı vekili hesabına 2.645,00 TL ödeyerek dosya borcunu kapattığını, müvekkilinin toplam 12.107,48 TL ödeme yaptığını, aracı adi satım sözleşmesi ile teslim alan davalıların KTK.m. 104 hükmüne göre farazi işleten sayıldıklarını, müvekkilinin aslında mesul olmadığı bir borcu ödemek zorunda kaldığını belirterek müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan 12.107,48 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesinin gönderildiği ve davalı ... vekili ve davalı asil ..."un cevap dilekçelerinde zamanaşımı itirazında bulundukları, davanın reddini istedikleri anlaşılmıştır
Mahkemece davanın kabulü ile; 12.107,48 TL tazminatın ödeme tarihi olan 26/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... vekili ve davalı asil ... tarafından temyiz edilmiştir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yine, HUMK.nun 388/3. maddesi gereğince (HMK. 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3.maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda
oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi mümkün değildir. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır.
Somut olayda, davacının talebi hangi gerekçelerle kabul edildiği açık ve anlaşılır olmadığı gibi, karar denetime elverişli de değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı ... vekili ev davalı asil ..."ın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kabule göre de davalı ... vekili ve davalı asil ... tarafından cevap dilekçesinde süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmasına rağmen mahkemece zamanaşımı itirazı yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin ve davalı asil ..."ın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve asil ..."a geri verilmesine 12.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.