3. Hukuk Dairesi 2016/14737 E. , 2017/4275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl yoksulluk nafakasının arttırılması/karşı yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı/karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını, bu boşanma ile kendisine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, ancak halen çalışmadığını, gelir getiren herhangi bir menkul ve gayrimenkulünün de bulunmadığını, davalının ise polis memuru olarak görev yaptığını ve yurt dışı görevleri nedeni ile oldukça yüksek bir gelire sahip olduğunu, nafakanın hükmedilmesinin üzerinden beş yıl geçtiğini belirterek, dava tarihinden itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, takdir edilecek nafakanın her yıl ÜFE oranında artışına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı/karşı davalı ile boşandıktan sonra kesinleşen tazminat ve nafaka borçları için icra dosyalarına ödeme yaptığını, yeniden evlendiğini, bir oğlu olduğunu ve bunun getirdiği maddi yükümlülüklerinde göz önünde bulundurulmasını, ayrıca davacı/karşı davalının bahsettiği gibi yurt dışı görevlerden dolayı sürekli edindiği bir gelirinin olmadığını, İzmir"de yaşadığını ancak atamadan kaynaklı olarak Siirt"te bulunduğunu, davacı/karşı davalının ise üniversite mezunu olmasına rağmen sırf kendisini zor durumda bırakmak istediği için çalışmadığını ileri sürerek, davanın reddine, karşı davasının kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl dava yönünden, davacının davasının kısmen kabulü ile; davacı için.... 1. Aile Mahkemesinin 2009/361 Esas 2010/838 Karar sayılı ilamı bağlanmış olan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının 200 TL arttırılarak aylık 500,00 TL olmak üzere dava tarihinden itibaren geçerli olarak davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karşı dava yönünden davanın reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı/karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı/karşı davacınn yoksulluk nafakasının kaldırılması talepli karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığından reddi gerekir.
2-Davalı/karşı davacının, yoksulluk nafakasının artırımı talepli asıl davaya yönelik temyiz itirazı yönünden;
TMK"nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir."
TMK"nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Dosya kapsamından; tarafların 01.09.2010 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı/karşı davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacı/karşı davalının çalışmadığı; davalı/karşı davacının ise polis memuru olup 2.869 TL aylık aldığı, yeniden evlendiği, bu evlilikten bir çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir.
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle yoksulluk nafakasının kaldırılması talepli karşı davaya yönelik davalı/karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yoksulluk nafakasının artırımı talepli asıl davaya yönelik temyiz edilen hükmün davalı/karşı davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.