3. Hukuk Dairesi 2016/15232 E. , 2017/4267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını, davalı yararına aylık 250,00 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, davalının yoksulluk nafakasına ihtiyacı olmadığını, davalının aylık 1.400,00 TL emekli maaşı aldığını, ölü babasından yetim maaşı aldığını, davacıya ait evde yıllardır oturduğunu ve kira vermediğini, aynı apartmanda bulunan alt kattaki evinden de aylık 600,00 TL kira aldığını, bütün anne ve babasından kalan gayrimenkul mallarını ve nakit parasını ağabeyi ...ü"ye muvazaalı olarak devrettiğini, gayrimenkullerin ise davalının gelini olan ....ı"nın üzerinde olduğunu, davalının Antalya merkezde iki adet arsası bulunduğunu, yoksulluk nafakasına ihtiyacı olmayan davalıya yıllardır yoksulluk nafakası ödediğini, davacının ise aylık 800,00 TL emekli maaşı aldığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının iddia ettiği gibi 1.400,00 TL emekli maaşı almadığını, babasından yetim maaşı da almadığını, kira aldığı hususunun da yanlış olduğunu, davacının bunları ispat etmesi gerektiğini, ...a arsasının olduğu iddiasının gerçek olmadığını, davalının da gelinin evinde kira vermeden oturduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, ... Aile Mahkemesinin 2007/561 esas, 2007/844 sayılı ilamı ile davalı yararına hükmolunan aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi 18/09/2015 tarihinden başlayacak şekilde kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir.
TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu"nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda, ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Dosyanın incelenmesinde; tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının emekli olduğu, aylık gelirinin 1.080,00 TL olduğu, malvarlığı sorgulamasına göre Antalya ve Isparta"da toplam 11 taşınmazı bulunduğu; davalının ise 2004 yılında emekli olduğu, 1.100,00 TL emekli maaşı aldığı, malvarlığı sorgulamasına göre Antalya"da bir tarlası bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacı ve davalının 2008 yılında kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma davası sırasında davacının davalıya 250,00 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği, davalının boşanma davası sırasında da emekli maaşı aldığı, davacının ise ekonomik durumunun kötüye gittiği iddia ve ispat edilmediği, dolayısıyla tarafların sosyal ekonomik durumunda nafakanın kaldırılmasını yada azaltılmasını gerektirecek bir değişiklik yaşanmadığı, bu suretle şartları itibariyle oluşmayan yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.