11. Hukuk Dairesi 2015/14969 E. , 2016/152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/01/2015 tarih ve 2015/3-2015/3 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden (borçlular) vekili, talebe konu genel kredi sözleşmesinde ihtilaf halinde “....” mahkemelerinin yetkili olacağının düzenlendiğini, bu nedenle yetkili mahkemenin .... Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüş, borçlu gerçek kişi yönünden husumet yönünden ve tüm borçlular yönünden teminat ile borca itirazda bulunarak yetkisiz mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, kararın infazı nedeniyle müvekkillerinin zarar görmemesi için tedbiren İcra Müdürlüğü’nün 2015/798 esas sayılı dosyasındaki ihtiyati hacizlerin durdurulmasına ve teminatın iade edilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf (alacaklı) vekili, ihtiyati haciz kararının yetki yönünden de hukuka uygun olduğunu savunarak, talebin reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, talebe konu genel kredi sözleşmesi incelendiğinde ihtilaf halinde “....” mahkemelerinin yetkili olacağının belirtildiği, “.... Mahkemesi” sıfatının ....’daki .... Adliyesine ait olduğu gerekçesiyle, yetki itirazının kabulü ile borçluların tümü yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, karşı taraf (alacaklı) vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, karşı taraf (alacaklı) vekilinin, borçlulardan .... ve .... yönünden tüm; borçlu ... yönünden ise, aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Talep, ihtiyati haciz kararına yetki yönünden itiraza ilişkindir. Mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile yetki şartına dayalı olarak karar verilmiştir. 6100 s. HMK"nın 17. maddesi uyarınca yalnız tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yetki sözleşmesi yapılabilir. İstemin dayanağı genel kredi sözleşmesinde, asıl borçlu ..... ve kefil .... tacir olup, bunlar bakımından yapılan yetki sözleşmesi HMK "nın 17. maddesine göre geçerli ise de, ihtiyati hacze itiraz eden kefil ..."ın tacir olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığına göre, mahkemece adı geçenin tacir olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; talep dayanağı genel kredi sözleşmesindeki yetki şartına istinaden bu kişi yönünden de yetkisizlik nedeniyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle karşı taraf (alacaklı) vekilinin ihtiyati hacze itiraz edenler ..... ve ...."ye yönelik tüm, ..."a yönelik sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden ..."a yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle kararın ... yönünden alacaklı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/01/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
1- Dava, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
2- Yerel mahkemece, taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesinde .... Mahkemesi’ni yetkili kıldıkları, bu mahkemenin ....’daki .... Adliyesi olduğu, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmaya yetkili olmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
3- İhtiyati haciz istemine dayanak olarak gösterilen ve yetki şartını da içerin Genel Kredi Sözleşmesi 21.02.2007 tarihli olup, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 17.maddesindeki düzenlemenin aksine, Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 22.maddesi uyarınca, yetki sözleşmesi yapabilmek için sözleşmenin her iki tarafının da tacir olması şart değildir. Keza, 1086 Sayılı HUMK döneminde, münhasır yetkili mahkeme tayini mümkün olmayıp, genel yetkili mahkemeler de davaya bakabilecektir. Diğer bir anlatımla, HUMK döneminde yapılan yetki sözleşmelerini, “yetkili kılınan yer mahkemesi (.... Mahkemeleri) + genel yetkili mahkemeler” olarak anlamak ve taraflar arasındaki yetki sözleşmesini tarafların iradesine göre bu şekilde yorumlamak gerekir.
4- Somut olayda, yetkili kılınan .... Mahkemeleri yanında, 1086 Sayılı HUMK’nın 10.maddesi uyarınca aktin ifa yeri mahkemesi de genel yetkili mahkeme sıfatıyla davaya bakmaya yetkilidir. Davalıların borcu bir miktar para borcunun ödenmesi istemine ilişkin olmakla, sözleşmenin yapıldığı tarihteki 818 Sayılı BK’nın 73 maddesi (TBK 89) uyarınca alacaklının kendi ikametgahında da bu davayı açması (ihtiyati haciz talebinde bulunması) mümkün olup, yerel mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olmayan 6100 Sayılı HMK 17.maddesi ile getirilen yetki sözleşmesinin ancak tacirler arasında yapılabileceği ve bu husus araştırılmadığın karar verilemeyeceği gerekçesiyle, bozulmasının doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan Dairemiz çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.