14. Hukuk Dairesi 2016/3525 E. , 2016/9221 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.12.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 01.11.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ve Av. ... .... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili 879 parsel sayılı taşınmazın 2303/7180 payının satışı konusunda 04.06.2002 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalının dava konusu taşınmazın 2303/7180 payını 40.000,00 TL bedelle davacıya satışını vaadettiğini, taşınmazı teslim alıp iyi niyetli olarak kullanmaya başladığını, taşınmazın üzerine yaptığı yapıların değerinin açıkca arazinin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığını zaman aşımı süresinin dolduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın şekle aykırılıktan dolayı reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 31. maddesinde "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; bununla hakim,olayın ve hukuki uyuşmazlığın olgusal ve hukuki boyutlarını gerekli olduğu ölçüde taraflarla birlikte ele alabilecek, tarafların zamanında uyuşmazlığın çözümü için önemli vakıaların tamamı hakkında açıklama yapmalarını, özellikle ileri sürülen vakıalardaki eksiklikleri tamamlamalarını, delilleri ikame etmelerini ve geçerli talepleri ileri sürmelerini sağlayabilecektir.
Dava dilekçesinde yapılan açıklamalar ve özellikle, davacı tarafça emsal olarak gösterilen, Dairemizce verilen 12.09.2012 tarihli, 2012/9122 Esas, 2012/10016 sayılı Karar değerlendirildiğinde, davacının talebinin satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil değil, haricen düzenlenen adi yazılı satış sözleşmesi ve zilyetlik, iyiniyet iddiasıyla TMK"nun 724. maddesine dayalı temliken tescil olduğu anlaşılmaktadır.
Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir.
Mahkemece, davada dayanılan sözleşmenin şekle aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yukarıda yapılan tespitler ve açıklamalara göre dava, TMK"nun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkin olduğundan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.11.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, resmi şekilde yapılmayan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu sözleşmeye dayalı ifa talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 04.06.2002 tarihinde yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile satıcı ... ... ili ... ilçesi 879 no"lu parselden 2303/7180 hissenin alıcı ..."a satışını vaad etmiştir.
Davacı satış vaadi sözleşmesinden dolayı 2303/7180 hissenin iptali ile adına tescilini talep etmektedir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re"sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Yasanın öngördüğü şekle uyulmadan yapılan sözleşmeye dayanılarak vaat alacaklısı tarafından tescil talebinde bulunulamaz.
Sayın çoğunluk, dava dilekçesi içeriğinden ve dayanılan Yargıtay içtihatlarından dolayı davanın TMK"nın 734. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkin olduğunu kabul etmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119- (1), a maddesi uyarınca dava dilekçesinde dava konusunun gösterilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun 140- (2) maddesi gereğince hakim uyuşmazlık konularını tespit eder. Üçüncü fıkra uyarınca tutanak hazır olan taraflarca imzalanır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde iyiniyet iddiasında bulunarak bedel karşılığında arazinin mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini talep etmemiş, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusunun TMK"nın 724. maddesine dayalı olduğunu bildirmemiş, dava dilekçesini de ıslah etmemiştir.
Mahkemece, uyuşmazlık konusunun resmi şekil koşuluna uyulmadan yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebi olduğunun kabulü ile davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükmün onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz.