
Esas No: 2015/19782
Karar No: 2016/95
Karar Tarihi: 25.01.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/19782 Esas 2016/95 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : 3402 SY"NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME
İŞLEMİNİN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
...nce ..."ın talebi üzerine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi ile ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı olan 596 parsel sayılı 18.750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile tapuda davacılar ..., ... ve ... adına kayıtlı olan 597 parsel sayılı 30.580 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümlerinin 596 ve 597 parsel sayılı taşınmazlara ters yazılmasından kaynaklandığı gerekçesiyle 596 parsel sayılı taşınmaz 31.431,83 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiş ve ...nce 597 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına “yüzölçümü hatalıdır” belirtmesi yapılması istenmiştir. Davacılar ..., ..., ..., tapuda adlarına kayıtlı olan 597 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün hatalı olmadığı iddiasına dayanarak düzeltme işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece keşif sırasında alınan beyanlar ve teknik bilirkişi raporuna göre düzeltme işleminin gerçeğe uygun olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Tesis kadastrosu sırasında 597 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü 30.580 metrekare olarak tespit edilmiştir. Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda, taşınmazların yüzölçüm hesaplarının planimetre ile doğru yapıldığı fakat parsel numaralarının ters yazıldığı, 596 nolu parselin yözölçümünün 597 parsele, 597 parselin yüzölçümünün 596 parsele yazıldığı, ilgilinin müracaatı üzerine ... tarafından düzeltmeye tabi tutulduğu, keşif esnasında gösterilen sınırların tesis kadastrosu zamanında oluşturulan kadastral paftasındaki sınırlarla uyumlu olduğu ve ... tarafından hazırlanan düzeltme evrakları ile örtüştüğü, 596 parselin hesaplanan yüzölçümünün 31.431,83 metrekare 596 parselin yüzölçümünün 18.475,67 metrekare olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Öte yandan düzeltme kararı içeriğinde taşınmazların tesis kadastrosu sırasında yüzölçümlerinin ters yazıldığı belirtmiş ise de, gerek düzeltme kararında gerekse 25.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda tesis kadastrosu sırasında parsellere ters yazıldığı belirtilen 597 parselin 30.580 metrekare olan yüzölçümünün “851,83 metrekare” artırımla düzeltme kararında 31.431,83 metrekare olarak belirlenmesinin nedeni açıklanmamıştır. Yine bilirkişi raporunda taşınmazlara ait tesis kadastrosu ölçü ve sınır krokisi, taşınmazların bulunduğu çalışma alanlarına ait sınır krokilerinden yararlanılmamış, çekişmeli taşınmazların teknolojik yöntem farklılıklarının neler olduğu denetime açık olarak gösterilmemiştir. Taşınmazların tesis ölçü krokisinde tesis paftasından farklı noktalardan geçtiği ve kırıkların farklı olduğu görülmesine rağmen raporda bu hususun taşınmaz yüzölçümlerine etkisi değerlendirilmemiştir. Ayrıca teknik raporu hazırlayan bilirkişi harita mühendisi ..., düzeltme kararının raporunu hazırlayan (kontrol mühendisi) bilirkişilerdendir. Mahkemece hükme esas alınan bu rapor 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. madde uygulamasına ilişkin “Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmelik” hükümlerine de uygun bulunmamaktadır. Yetersiz rapora dayanılarak hüküm verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle keşifte uygulanması zorunlu bulunan denetime veri teşkil edecek, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, çekişmeli taşınmazlara ait ölçü krokisi, çizelgesi, hava fotoğrafları, ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, teknik bilirkişiden düzeltme işlemine esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak düzeltme işleminin denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişi raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, düzeltme işlemi sonucu tespit edilen yeni yüzölçümün yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, düzeltme işleminde hata yapılmış ise doğru yüzölçüm, sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "düzeltme işlemi ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile düzeltme haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve düzeltme haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.