Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1021
Karar No: 2021/1425
Karar Tarihi: 15.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1021 Esas 2021/1425 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1021 E.  ,  2021/1425 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, mirasbırakanları ...’in adına kayıtlı 190, 161, 177, 195, 202, 209, 239, 249 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek asıl davada tüm taşınmazlar yönünden pay oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini, birleşen davada sadece 239 parsel sayılı taşınmaz yönünden pay oranında tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde tenkise,ayrıca söz konusu taşınmaz üzerinde bulunan çift daire dört bağımsız bölümden oluşan iki katlı bağımsız betonarme evin davacının kullandığı sağ taraftaki iki bağımsız bölüm ve tek katlı ahırın mülkiyetinin tespiti ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişler, birleştirilen davada davacı 25.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, 239 parsel haricindeki diğer taşınmazları da davaya dahil ettiklerini bildirmiştir.
    Davalı, mirasbırakanın tüm bakımı ile kendisinin ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen karar, Dairece; “…Dosya içeriğine, toplanan delillere,hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle birleşen davada mülkiyetin tespiti ile davacı adına tesciline ilişkin istemin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla birleşen davanın davacısının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün bu yönden ONANMASINA, Asıl ve birleşen davada davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, Somut olaya gelince; mirasbırakan adına kayıtlı dava dışı taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı 155.707.88 TL, çekişme konusu davalıya devredilen taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı ise; 274.242.8 TL olup,yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde, davalıya yapılan temlikler bakımından makul sınırın aşıldığı, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazlardan bir kısmını devrederek bakımını sağlayabilecek iken, adına kayıtlı taşınmazlarından çok değerli olanları devrettiği, bu nedenle temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak yapıldığının kabulü gerekmektedir….Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgular gözetilmek sureti ile muris muvazaası iddiası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi ve 6100 sayılı HMK"nin 186/1. maddesi hükmü doğrultusunda sözlü yargılama için gün tayin edilerek taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi, belirlenen günde hazır olan taraf veya taraflara son söz hakkı verilmesi, ondan sonra karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, birleştirilen davada muhdesatın aidiyetinin tespiti isteği yönünden verilen red kararı Yargıtayca onanarak kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, muris muvazaası iddiası yönünden ise asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Asıl ve birleştirilen davada davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.620.08 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Asıl dava, tapu iptali tescil, birleşen dava tapu iptali tescil,olmadığı takdirde tenkis ve muhdesatın aidiyetinin tespiti isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece iptal tescil isteğinin iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin de hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki, usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal koruma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekle) bir çıkarının olması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, haklarını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Öte yandan bu yararın "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması zorunludur. Nitekim 6100 sayılı HMK"nun 114 maddesinin 4. fıkrası ile hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir.
    Öte yandan TMK"nun 684 maddesine göre bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur.
    Bütünleyici parça, yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.
    TMK"nun 722. maddesine göre de "bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.
    Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın, yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir.
    Yine TMK"nun 723. maddesine göre malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.
    Bu açıklamalar karşısında birleşen davada muhdesatın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi halinde davacının arazi sahibinden tazminat isteme hakkı olduğu gözetildiğinde davacının muhdesatın aidiyetinin tespitini istemekte hukuki yararı olduğu açıktır.
    Diğer bozma nedenlerine katılmakla birlikte birleşen davada davacının muhdesatın aidiyetinin tespiti yönündeki isteğinin de incelenmesi düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğunun bu yöndeki görüşüne katılamıyoruz.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi