Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3420
Karar No: 2016/137
Karar Tarihi: 12.01.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/3420 Esas 2016/137 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/3420 E.  ,  2016/137 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/02/2014 tarih ve 2012/307-2014/24 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12/01/2016 günü hazır bulunan asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili Av. ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin .... Limanı .... İskelesi"nin işletmecisi olduğunu, davalının donatanı olduğu .... gemisinin 10.11.2007 tarihinde iskeleye yanaşarak yük indirdiğini, aynı tarihte liman görevlilerinin, fırtına çıkacak olması nedeniyle iskeleyi boşaltarak açığa çıkması konusunda davalıyı uyarmalarına rağmen davalı gemisinin, iskeleyi boşaltıp açığa çıkmadığını, fırtına nedeniyle söz konusu geminin iskelenin yanında bulunan altı adet usturmacaya çarparak hasara yol açtığını, gerekli uyarılara rağmen zamanında önlem almayan davalının bu zarardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 68.324 TL‘nin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının aktif husumetinin bulunmadığını, davaya konu hasarın mücbir hal neticesinde meydana geldiğini, zira geminin maruz kaldığı 10 bofor şiddetindeki fırtınanın mücbir hal teşkil ettiğini, bu halde geminin açığa gidemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise, müvekkili şirketin mali mesuliyet sigortacısının, davaya konu olay nedeniyle davacı birleşen davalıya 40.000 USD bedelli teminat mektubu verdiğini, bu teminat mektubunun garanti veya kefalet sözleşmesi niteliğinde olduğunu, birleşen davalının buna rağmen geminin seferden men edilmesini talep ettiğini ve bu talebin mahkemece kabul gördüğünü, 40.000 USD bedelli teminat mektubuna rağmen birleşen davalının tedbir kararı talep etmesinin haksız bulunduğunu ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek 42.140 USD"nin faizi ile birlikte davacı birleşen davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, geminin mali mesuliyet sigortacısı tarafından müvekkiline verilen teminat mektubu karşılığında müvekkilinin geminin iskeleden ayrılmasına izin verdiğini, daha sonra defalarca talep edilmesine rağmen müvekkilinin zararının ödenmediğini, bu nedenle tedbiren geminin seferden menini talep ettiklerini, bu talebin haksız olmadığı gibi söz konusu teminat mektubunda, ayrıca seferden men kararı verilmesi halinde banka teminat mektubu ile değiştirilmesinin, aksi halde hükümsüz kalacağının belirtildiğini, 12.05.2008 tarihli banka teminat mektubunun ibraz edilmesi ile tedbirin bu mektup üzerine kaydırıldığını ve davaya dayanak teminat mektubunun hükümsüz hale geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dava davacısının işlettiği limanda bulunan davalı tarafa ait kuru yük gemisinin, 10.11.2007 tarihinde fırtına çıkacağından bahisle uyarılmasına rağmen zamanında limandan ayrılmadığı, fırtına sırasında iskele usturmacalarına çarparak zarara uğramalarına yol açtığı, somut olayda mücbir sebebin varlığından da söz edilemeyeceği, zira gemi kaptanının fırtınayı öngörerek zarardan kaçınabileceği, dolayısıyla oluşan zarardan davalının sorumlu bulunduğu, davacı tarafın talebiyle yapılan tespitte belirlenen zarar miktarından yıpranma payının düşülmesinin gerektiği, zarar miktarının uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edildiği, birleşen dosya yönünden ise davacı birleşen davalının, almış olduğu 40.000 USD bedelli teminat mektubuna rağmen gemiyi seferden men ettirdiği, bu durumun teminat mektubunun içeriğine aykırı olduğu, haksız tedbir kararı nedeniyle birleşen davacının 42.145,84 USD zarara uğradığının belirlendiği, birleşen davacının ise 42.140 USD talep ettiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 55.574 TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulüne, 42.140 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte birleşen davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Mahkeme ilamı, hükmü temyiz eden davalı birleşen davacı vekiline 01.12.2014 tarihinde, davacı birleşen davalı vekilinin temyiz dilekçesi ise 23.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve hüküm anılan davalı birleşen davacı vekili tarafından HUMK"nın 433. maddesinde öngörülen 10 günlük katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 06.01.2015 tarihinde temyiz edilmiştir. 01/03/1990 gün ve 3-4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı’nda süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkeme bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden HUMK’nın 432/4. maddesi uyarınca davalı birleşen davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Davacı birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı birleşen davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı birleşen davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin her bir taraftan alınıp yekdiğerine verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı"ya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 3.297,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınmasına, 12/01/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY


    Dava, alacaklı olan davacı-davalı .... A.Ş"ye, donatanın sigorta kulubu tarafından teminat mektubu verilmesine rağmen geminin seferden menine dair ihtiyati tedbir kararı alması nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. .... A.Ş. tarafından işletilen iskeleye bağlı olan .... isimli geminin iskelenin usturmasına zarar vermesi nedeniyle 15/11/2007 tarihli donatanın sigorta kulubunun düzenlediği taahhüt mektubunun .... A.Ş"ye ibrazı üzerine geminin iskeleden ayrılmasına izin verildiği, .... A.Ş"nin zararın donatan tarafından ödenmemesi nedeniyle 24/04/2008 tarihinde tedbir talepli dava açtığı ve bu davada 24/04/2008 tarihinde geminin seferden men edilmesine ve nakit veya banka teminat mektubu verildiğinde tedbirin teminat üzerine kaydırılmasına karar verildiği, davalı donatanın vekilleri tarafından sigorta kulubunun vermiş olduğu taahhüt mektubu nedeniyle ihtiyati tedbirin haksız olduğu belirtilerek itiraz edilmiş ise de mahkemece 16/05/2008 tarihinde donatan vekillerinin itirazının reddine karar verildiği hususları uyuşmazlık dışıdır. Davacı .... A.Ş. yapılan yargılama neticesinde davasında haklı bulunmuş ve 55.574 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Somut olayın bu oluş şekline göre davacı, davada haklı çıktığından ihtiyati tedbirin haksız olduğu söylenemeyecektir. Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat koşulları bulunmamaktadır. Davacı .... A.Ş"nin başlangıçta sigorta kulubunun düzenlediği taahhüt mektubunu alması ve kendi iskelesinde bulunan geminin iskeleden ayrılmasına izin vermesi nedeniyle taraflar arasında bundan böyle geminin seferden men"ine dair ihtiyati tedbir kararı alınmayacağına yönelik zımni bir sözleşme yapıldığından söz etmekte kanaatimizce mümkün değildir. Taahhüt mektubu şartlı verilmiş, şartın ihlalinin müeyyidesi de yine mektupta belirtilmiştir. Buna göre taahhüt mektubunun içeriğinde de belirtildiği gibi tedbir kararı alınmadıkça sigortacının taahhüdü geçerli olacak, alındığı takdirde sorumluluğu sona erecektir. Davacı .... A.Ş. tedbir kararı almış ve bu suretle sigortacıya müracat etme hakkını yitirmiştir. Bunun dışında şarta uyulmamasının müeyyidesi yoktur. Bu nedenle, davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
    Kaldı ki davalı, mektup metninde “Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre uygulanacak ve ancak söz konusu gemi hakkında da yetkili mahkemece seferden men kararı verilmesi halinde banka teminat mektubu ile değiştirilmek aksi takdirde kendiliğinden hükümsüz olmak kaydıyla verilmiştir “ denmek suretiyle taraflarca dava açmak ve geminin seferden men edilmesini isteme yetkisinin mevcut olduğunu savunmaktadır. Davacı ise mektup metninde bu ibarenin bulunmadığını iddia etmektedir. Bu durumda tarafların ibraz ettikleri mektup metinleri birbirinden farklı olmakla hangi metne itibar edildiği dahi belirtilip bu husus tartışılmaksızın ve mahkemece bu çelişki giderilmeksizin hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Ayrıca 6 gün 30 dk süre için zarar hesabı yapılmış ise de donatan tedbirden en geç 08/05/2008 tarihinde haberdar olduğuna göre daha evvel teminat mektubu ibraz ederek geminin bu süre beklemesine engel olabilip olamayacağı, zararın tamamen .... A.Ş"den kaynaklanıp kaynaklanmadığı da irdelenip değerlendirilmeden karar verildiğinden mahkeme kararının onanmasına yönelik Sayın Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi