11. Hukuk Dairesi 2015/1982 E. , 2016/135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14/03/2014 tarih ve 2012/743-2014/130 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12/01/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ve ihbar olunan vekili Av...... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin .... Ticaret Sicili"ne kayıtlı olarak uzun yıllardır gıda maddelerinin imal ve ticareti ile uğraştığını, faaliyetlerini 01.08.1975 tarihinden itibaren tescilli "...." esas unsurlu markaları ile sürdürmekte olduğunu, davalı şirketin de dahil olduğu düşünülen ... orijinli "... GRUBU" olarak anılan şirketlerden davalı dışında kalan diğer bazı şirketlerin "...." markasının kullanımı dolayısıyla müvekkil ile muarazalar yarattıklarını, davalı şirketin ....’da ürettirerek Türkiye’ye ithal ettiği çikolatalı ve tereyağlı kurabiye ürünü ile ....’de ürettirerek Türkiye’ye ithal ettiği sütlü çikolataları, "...." markasını esas unsur alan ambalajlar içerisinde satışa arz ettiğinin tesbit edildiğini, müvekkilinin bisküvi ve çikolata emtiası itibariyle marka üzerinde üstün hak sahibi olduğunu ileri sürerek, davalının fiillerinin ayrı ayrı haksız olduğunun tesbitine, haksız rekabetin men’ine, davalının müvekkilinin tescil ettirdiği .... ve ..... nolu markalarına yaptığı tecavüzün ref ve men’ine, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu ".... " ve ".... " markalı emtiaları ithal ettiğini, davacının işbu davada dayandığı markasının Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/105 esas sayılı dosyası ile açılan hükümsüzlük davası sonucu hükümsüz kılındığını, ".... " markasının .... Grubu şirketlerden olan .... adına tescilli olduğunu, diğer markanın da tescili için müracaat edildiğini savunarak, davanın reddine istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı adına tescilli .... nolu "....+şekil" ve.... nolu "....+şekil" ibareli markaların bulunduğu, .... nolu marka kapsamında bulunan çikolata ve bisküvi emtiası yönünden markanın, 24.10.2003 tarihinde açılan dava sonucunda kullanmama nedeniyle iptal edildiği, işbu davanın ise 14.03.2005 tarihinde açıldığı ve dava tarihinden önce iptal edilen emtialar bakımından davalının haksız rekabeti veya markaya tecavüzünden söz edilemeyeceği, davalının ".... Tereyağlı .... Kurabiyesi" şeklindeki kullanımının ise adına tescilli marka kapsamında bir kullanım olarak kabulünün gerektiği, buna karşılık davaya konu ".... " markası adı altındaki kullanımın ise davacının.... nolu markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, söz konusu haksız kullanım nedeniyle 5.000 TL manevi tazminatın makul bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının ".... ..." markası altındaki çikolata kullanımının davacının markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalının haksız müdahalesinin menine, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, hükmün ilanına, sair talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ile ihbar olunan şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Davanın ihbarı ve davaya müdahale HMK’nın 61 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Yasa"nın 63. maddesine göre, ihbar olunan, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir. Dava, ihbar olunan .... "ye davalı tarafından ihbar edilmiş, ihbar olunan davaya fer’i müdahil olarak katılma talebinde bulunmamıştır. İhbar olunan şirkete husumet yöneltilerek açılan bir dava bulunmadığı gibi hüküm de usul ve yasaya uygun olarak sadece davanın açıldığı davalı taraf aleyhinde kurulmuş, ihbar olunan aleyhine herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. O halde, aleyhinde verilmiş bir hüküm bulunmayan ihbar olunan şirketin hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin meni ile manevi tazminat istemlerine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı taraf, adına tescilli .... ve.... nolu “....” esas unsurlu markalara davalı tarafça tecavüzde bulunulduğunu ileri sürmüş, mahkemece de davalının, “.... ...” şeklindeki kullanımının, davacının tescilli.... nolu markasına tecavüz teşkil ettiği, dava konusu diğer kullanımların ise tecavüze yol açmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı taraf, yargılama sırasında ısrarla davacının davasına dayanak olan.... nolu markanın da Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2007/152 E., 2008/8 K. sayılı ilamı ile hükümsüz kılındığı savunmuş olmasına rağmen bu konuda ne hükme esas alınan bilirkişi raporunda ne de mahkeme kararında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Oysa, şayet davaya dayanak.... nolu davacı markası hükümsüz kılınmış ise 556 sayılı KHK"nın 44. maddesi uyarınca hükümsüzlük kararı geçmişe etkili olacağından artık hükümsüz kılınan bir markaya tecavüzden bahsetmek de mümkün olmayacaktır. Bu itibarla mahkemece, davacı adına tescilli...... nolu markanın hükümsüz kılınıp kılınmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan .... ..... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı ...."ye ve davalı ... "ye iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden ihbar olunan ..."ne iadesine, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.