23. Hukuk Dairesi 2013/9503 E. , 2014/3985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2012/161-2013/213
Taraflar arasındaki kooperatif ortaklığından çıkarılma kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif tarafından müvekkiline aidat borçlarını ödemediği iddiasıyla ödeme yönünde ihtarlar çekildiğini, ihtarlarda belirtilen borç miktarlarına itiraz ettiğini ve kısmi ödemede bulunduğunu, bilahare üyelikten ihraç edildiğini öğrendiğini, kooperatifin ihraçtan sonra gönderdiği çıkma payı alacağını ihtirazi kayıt ile aldığını, ancak davalı kooperatifin 24.01.2004 tarihli genel kuruluna ait hazirun cetvelinde isminin yer aldığını ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının aidat borçlarını ödemediğini, davanın yasal üç aylık süreden sonra açıldığını, davacının ihraç kararından sonra yaptığı ödemelerin ortaklığa zımmi kabul anlamına gelmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 08.03.2012 tarih ve 450 E, 1788 K sayılı ilamıyla, davalı vekilinin karar düzeltme itirazı kabul edilerek, ihraç kararından sonra bu karar kesinleşinceye kadar yapılacak ödemelerin davalı kooperatifçe kabulünün, ihraç kararından dönüldüğü ve davacının üyelik sıfatının devam ettiğinin kooperatifçe benimsendiği anlamında yorumlanamayacağı, ihracın, Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesinin 14. maddelerinde düzenlenen ihraç prosedürüne uygun olup olmadığı tespit edilerek, bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilerek bozulması üzerine mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ihtarnamelerde aidat ve gecikme cezasının ayrı ayrı belirtildiği, ancak aidatların hangi aylara ilişkin olduğu hususunda bir açıklamada bulunulmadığı, bu durumun ihtarları usulsüz hale getirdiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı kooperatifin, 24.01.2004 tarihli genel kurulundaki davacı H.. Y.."nın kooperatif üyeliğinden çıkarılması işleminin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. maddesi ile davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddesi hükümlerine göre, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağın ihracına karar verilebilmesi için ortağa gönderilecek her iki ihtarda da ortağın ödemesi gereken anaparanın ve varsa işlemiş faizinin açıkça gösterilmesi, diğer anlatımla borcun ne kadarının anapara toplamı, ne kadarının işlemiş temerrüt faizi toplamı olduğunun anlaşılabilmesi gerekli ve yeterlidir. Davacının, kooperatifin ortağı olarak, kooperatifin en etkili organı olan genel kurulca kararlaştırılan ve kesinleşen aidat ve temerrüt faizi oranını genel kurula katılsın ya da katılmasın bilmesi gerektiğine, tüm ortakları ilgilendiren bu tür genel kurul kararının tebliği gerekmediğine, aidat borcu toplamı ile bunun faizi toplamı ortak tarafından hesap edilebilir ve belirlenebilir olduğuna göre, bu toplamların hangi aylara ilişkin aidat ve işlemiş temerrüt faizi borcu olduğunun ayrıca belirtilmesi zorunlu değildir. Bu nedenle mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi isabetli değildir.
Mahkemece, davacıya gönderilen 28.03.2003 tarihli birinci ve 14.04.2003 tarihli ikinci ihtarnamede talep edilen 1.000,00 TL PVC borcu aidat niteliğinde olmadığından, davacı üyenin bu borcun hangi genel kurul kararına dayandığını ve ödeme tarihini ve temerrüt faizi miktarını bilmesi gerekmemektedir. Bu ihtarnamede borcun dayanağı, ödeme tarihi, temerrüt faizi miktarı ile ilgili bir açıklama bulunmadığı, bu nedenle üyede bu hususlarda tereddüt uyandıracak nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan ilkelere aykırı olarak hüküm kurulması doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.