18. Ceza Dairesi 2015/33714 E. , 2017/1433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Göçmen kaçakçılığı
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
1-Temyiz süresi yönünden halen yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesi gereğince Cumhuriyet Savcısı tarafından dilekçenin karar tarihinden itibaren bir aylık süresi içinde verilmediği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca O Yer Cumhuriyet Savcısının tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Sanık hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a)TCK"nın 79. maddesinin birinci fıkrasında göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturan seçimlik hareketler tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddî menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollarla bir yabancıyı ülkeye sokmak veya ülkede kalmasına imkan sağlamak ya da Türk vatandaşı veya yabancının ülke dışına çıkmasına imkan sağlamak, seçimlik hareketli suç olarak belirtilmiş, bu maddede tanımlanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin gerçekleştirilmesi halinde, suç faiilinin cezalandırılması gerektiği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, sanığın göçmenleri aracı ile yurt dışına kaçak yollarla çıkarmak isterken gümrükte yakalanmaktan ibaret eyleminin, bir yabancının ülkeden çıkış yapmasına imkan sağlama olması nedeniyle temel cezanın TCK"nın 79/1-b maddesi uyarınca belirlenmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle TCK"nın 79/1-a maddesinin uygulanması,
b)Suç tarihi dikkate alındığında, eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmakla, TCK"nın 35. maddesi uygulanmayarak fazla cezaya hükmolunması,
c)Sanığın, malen sorumlu şirkete ait araçta şoför olarak çalıştığı yönündeki savunması dikkate alındığında, malen sorumlu şirketin “iyiniyetli olmadığı” yönündeki kabule dayanak yapılan deliller karar yerinde tartışılmadan, TCK"nın 54/3. maddesindeki, “Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.” biçimindeki düzenleme dikkate alınmadan ve malen sorumlunun iyiniyetli olmadığının kabulü halinde, suçun işlenmesinde kullanılan aracın, suç tarihi itibariyle değeri ile suçtan elde edilecek maddi menfaat arasında TCK"nın 54/3. maddesinde belirtildiği şekilde, hakkaniyete aykırı bir sonucun gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmeden, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
d)Müsadere kararı verilirken ilgili kanun maddesinin belirtilmemesi,
e)TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması, TCK"nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluklarından, kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine, kendi alt soyu dışındakiler bakımından ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... ile malen sorumlu şirket vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.