21. Hukuk Dairesi 2015/14609 E. , 2015/16769 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2015
NUMARASI : 2015/285-2015/254
Davacı, mükerrer tahsilata neden olacak ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebepler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı belediye vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacı belediyeye, ödenmeyen tasarruf teşvik ve nema kesintileri nedeniyle davalı Kurum tarafından 6183 sk na göre gönderilen 15.346,00 TL tutarlı ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir
Mahkemece, tasarrufu teşvik kesintilerinin ilgililerin iradeleri dışında idarenin kanun gücü kullanılarak yapılması, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olması gözetildiğinde, tasarruf kesintisi ve nemaların tahsili nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümünde idari yargının yetkili olduğu ve adli yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Temyize konu uyuşmazlık, yargı yolunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, dava dışı Mustafa Çınar ve Hasan Coşkun’a ait olan ve davalı SGK’ya ödenmeyen tasarruf teşvik ve nema kesintilerinin gecikme zammı ile birlikte tahsili amacıyla davacı Belediye aleyhine 2015/18 sayılı dosyada icra takibi başlatıldığı, 6183 sayılı Kanuna göre düzenlenen 15.346,00 TL tutarlı ödeme emrinin, davacı belediyeye gönderildiği, eldeki davanın 02/06/2015 günü açıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, gerekçeli kararda atıf yapılan Uyuşmazlık Mahkemesinin 06/12/2010 tarih ve 2010/186-256 E-K sayılı kararında, tasarruf kesintilerinin, ilgililerin iradeleri dışında, idarenin kamu gücü kullanılarak yapıldığı, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olduğu gözetildiğinde; tasarruf teşvik kesintisi, kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle, idareye karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, idari yargı yerinin görevli olduğuna hükmedilmiş ise de; bahse konu kararda, 3. kişilerin tasarrufu teşvik alacakları için iş mahkemesinde dava açılamayacağı, Hazine Müsteşarlığına karşı idari yargıya başvurulması gerektiği hükme bağlanmıştır. Somut olayda olduğu gibi, kendisinden tasarruf
teşvik kesintisi yapılan bir çalışan değil de, davacı belediye gibi kendi çalışanlarından tasarruf teşvik kesintisi yapan idarelerin açtığı bu türden davaların belirtilen gerekçelerle idari yargıda görülmesi mümkün değildir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi, Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı iş mahkemelerinde dava açma hakkını 7 gün ile sınırlandırmıştır. Dava için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297sayılı kararı).
Somut olayda davacı belediye, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı açıktır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.