20. Hukuk Dairesi 2017/5897 E. , 2017/10689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Kadastro Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... 16.12.1996 tarihli dilekçe ile; miras bırakan ..."nin ehliyetsiz ve muvazaalı olarak 03.09.1984 tarihli bağış senedini ve 17.09.1996 tarihli vasiyetnameyi noterde düzenlediğini, 23.09.1994 tarihli bağış senedini ise muhtarlıkta düzenlediğini, anılan senetlerin hukuken ve usulen geçersiz olduğunu, geçerli olmaları halinde mahfuz hissenin ihlal edileceğini belirterek bağış ve vasiyet senetlerinin iptaline karar verilmesi istemiyle kardeşleri olan ... ve ...aleyhine asliye hukuk mahkemesinde 1996/871 Esas sayılı davayı açmıştır. Mahkemece; 03.09.1984 tarihli bağış senedinin iptaline ilişkin talebin reddine, diğer senetlerin iptaline karar verilmiş, kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesince "..Sair temyiz itirazları reddedilip, tenkis isteği yönünden olumlu veya olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı, vasiyetnamenin iptaline ilişkin davanın ise ispatlanamadığından reddine karar verilmesi... " gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Asliye hukuk mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra 11.06.2002 tarih 2001/106 E-2002/276 K sayılı ilamla "..Çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiğinden davaya bakma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olduğu.." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... ve ... 16.12.1996 tarihli dilekçe ile; dava dilekçesinde sınırlarını belirttikleri taşınmazların ..., ... ve ... adlarına tapuya tescil edilmesi istemiyle asliye hukuk mahkemesinde 1997/35 Esas sayılı davayı açmışlardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanakları düzenlendiği gerekçesiyle davanın Kadastro Mahkemesine devrine karar verilmiş, kadastro mahkemesince 107 ada 20 parsele ilişkin dava tefrik edilip kadastro mahkemesinin 2005/198 Esasına kayıt edilmiş, daha sonra anılan dava kadastro mahkemesinin 2002/106 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir.... Kadastro Mahkemesi ise 30.10.2013 tarih ve 2002/106 E-2013/5 K sayılı ilamla; "...Davanın konusunun vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası olduğu, tenkis isteğinin kişisel hak sağlayan ve yenilik doğuran davalardan olduğundan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
17. Hukuk Dairesinin 20.03.2014 tarih 2013/21131 E-2014/4070 K sayılı ilamıyla"Bağış ve vasiyetname senetlerinin iptali ile tenkise ilişkin iddiaların yenilik doğrucu hüküm almayı gerektiren davalardan olduğundan kadastro mahkemesinde görülemeyeceği" gerekçesiyle asliye hukuk mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir. Bunun üzerine asliye hukuk mahkemesince bu kez; 107 ada 20 parsele ilişkin birleşen kadastro tespitine itiraz davası yönünden kadastro mahkemesince herhangi bir hüküm kurulmadığı, anılan hususun Yargıtay 17. Hukuk Dairesince de gözden kaçırıldığı, birleşen tespite itiraz davası yönünden davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğundan 107 ada 20 parsele ilişkin tespite itiraz davasının görev yönünden reddine, vasiyetnamenin iptaline ilişkin isteğin ispatlanmadığından reddine, tenkis davasının ise tefrikine karar verilmiş, temyiz edilmeksizin 31.05.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine dava dosyası yargı yeri belirlenmesi amacıyla Daireye gönderilmiştir.Dosya kapsamından; 26.12.2001 tarihinde yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... ilçesi ... köyü 107 ada 20 parsel sayılı 12.202,73 m2 yüzölçümündeki taşınmazın asliye hukuk mahkemesinin 1997/35 Esas sayılı dava dosyasında davalı olduğu belirtilerek 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca malik hanesinin açık olarak tespit edildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/35 Esas sayılı dava dosyasında ise; davalı taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlikle gelen davanın kadastro mahkemesinin 2002/89 Esasına kayıt edildiği, daha sonra 107 ada 20 parsele ilişkin davanın tefrik edilip 2005/198 Esasa kayıt edildikten sonra kadastro mahkemesinin 2002/106 Esas sayılı davası ile birleştirildiği, ... Kadastro Mahkemesincede 2002/106 E-2013/5 K sayılı karar ile “..Davanın konusunun vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası olduğu, tenkis isteğinin kişisel hak sağlayan ve yenilik doğuran davalardan olduğundan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, kadastro mahkemesinin görevsizlik kararında ve 17. Hukuk Dairesinin yargı yeri belirleme kararında 107 ada 20 parsele ilişkin birleşen dava hakkında karar verilmediği anlaşılmaktadır.Bu durumda 107 ada 20 parsele ilişkin kadastro mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığının yargı yeri belirleme kararı bulunmamaktadır.6100 sayılı HMK"nın 22/2 maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda 107 ada 20 parsele ilişkin kadastro mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunmadığından yargı yerinin belirlenmesi koşulları oluşmadığından dava dosyasının gereği yapılmak üzere mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; yargı yerinin belirlenmesi koşulları bulunmadığından dava dosyasının mahalline İADESİNE, 18.12.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.