Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4430 Esas 2019/4914 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4430
Karar No: 2019/4914
Karar Tarihi: 24.10.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4430 Esas 2019/4914 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı banka ile davalı arasında imzalanan protokolde davalının bir sıfatının bulunmadığı ve borçlu olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddi de yerinde görülmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu madde 78.
19. Hukuk Dairesi         2017/4430 E.  ,  2019/4914 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen davanın kabulüne yönelik 2015/774 esas ve 2016/788 karar sayılı ve 14.12.2016 tarihli hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Ankara BAM 21. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı banka ile davalı arasında 16.03.2015 tarihli bir protokol imzalandığını, davalının protokolü hem kendi adına, hem de yetkilisi olduğu dava dışı şirket adına borçlu sıfatıyla imzaladığını, borçlular tarafından ilk iki taksitin ödenmesine rağmen, diğer taksitlerin ödenmediğini, alacağın muaccel hale geldiğini, bunun üzerine davacı banka tarafından takip başlatıldığını, davalının borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının protokolü şahsen borçlu olarak imzalamadığını, yetki itirazlarının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, dava ve takip konusu edilen protokolün birinci sayfasında borçlu olarak davalının yetkilisi olduğu dava dışı şirketin yazıldığı, protokolde borçlu olarak davalının bir sıfatının bulunmadığı, protokol içeriğinde davalının garantör veya kefil sıfatından bahsedilmediği, açıklanan sebeplerle davalının anılan protokol hükümleri çerçevesinde borçlu olduğunun kabul edilemeyeceği, ancak davacının takibe girişmekte kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın ve davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, takip ve dava konusu protokolde davalının herhangi bir sıfatla sorumlu olacağı bağlamında bir ibarenin geçmediği, açıklanan bu durum karşısında ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2017/332 esas ve 2017/291 karar sayılı ve 18.05.2017 tarihli kararının ONANMASINA, dosyanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.