12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/8525 Karar No: 2021/2412 Karar Tarihi: 09.03.2021
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/8525 Esas 2021/2412 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyet kararını temyiz eden sanık ve katılanlar vekilini dinledikten sonra, katılanlar vekilinin talep ettiği vekalet ücreti hakkında verilen ek kararın yok hükmünde olduğunu belirledi. Sanığa isnat edilen eylemin taksirle yaralama suçuna ilişkin olduğu, basit yargılama usulünün uygulanabileceği belirtildi. Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda mahkûmiyet kararı verildiği takdirde, sonuç ceza dörtte bir oranında indirileceği belirtildi ve sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi gerektiği vurgulandı. Yapılan incelemeler sonucunda hüküm, isteme aykırı olarak bozuldu. Bu kararda TCK'nın 89/1, 89/2-b-e, 52/2-4, 53/6 maddeleri ve CMK'nın 251. ve 317. maddeleri yer almaktadır.
12. Ceza Dairesi 2019/8525 E. , 2021/2412 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK"nın 89/1, 89/2-b-e, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereği mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanlar vekili tarafından 24/3/2016 hakim havale tarihli dilekçe ile lehlerine vekalet ücreti talebinde bulunması üzerine, mahkeme hakiminin hükümle beraber dosyadan el çektiği gözetildiğinde bu hususta verilen 30/03/2016 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu ve yok hükmünde olduğu değerlendirerek yapılan incelemede; (I)Katılanlar vekilinin yaptığı temyiz itirazlarının incelemesinde; Katılanlar vekilinin yüzüne karşı verilen hükmü 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 24/03/2016 tarihinde temyiz ettiğinden, aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca, temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE, (II)Sanığın yaptığı temyiz itirazlarının incelemesinde; Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.