Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/6083 Esas 2019/214 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6083
Karar No: 2019/214
Karar Tarihi: 16.01.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/6083 Esas 2019/214 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/6083 E.  ,  2019/214 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, adına açılmış bulunan iş yerine ait banka hesabından, davalının kendisini kandırması suretiyle elde ettiği vekaletname ile para çektiğini, şimdiye kadar çekildiği tespit olunan 949.910,00 TL"nin teslim edilmediğini, davalının vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı tutulmak suretiyle, şimdilik 100.000,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, hesabından vekaletname ile çekilen paraların iade edilmediği iddiasıyla işbu davayı açmış; davalı çekilen paraların şirket bünyesinde emtia alımında kullanıldığını savunmuş; mahkeme ise davacının davalıyı azletmediği gibi görevini kötüye kullandığından bahisle şikayetçi olmadığı, davacının kandırılarak vekalet alındığının veya davalının vekalet görevini kötüye kullandığının, sebepsiz zenginleştiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.
    Taraflar arasındaki hukuki ilişki vekalet akdinden kaynaklanmaktadır. Borçlar Kanununun 392. (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 508)maddesi hükmünce, vekil yaptığı iş sırasında vekil edeninin üzerine geçen bütün haklarını ödeme, vekil edeninin adına veya yararına yaptığı tüm işlerden dolayı hesap verme zorunluluğundadır. Vekalet ilişkisinin temelini oluşturan vekaletnamenin geçersiz olduğuna ilişkin dosyada bir delil bulunmamaktadır. O halde, vekil olan davalı, davacının hesabından çektiği paralardan mesuldür. Buradaki ödemeye ilişkin veya davacının iradesine uygun harcandığına ilişkin ispat yükümlülüğü, vekil olan davalıya düşmektedir. Davalı, çekilen paraların şirket bünyesinde emtia alımında kullanıldığını savunmuştur. Davalı bu iddiasını ispat ile mükelleftir. Hal böyle olunca, vekilin hesap verme yükümlülüğü de gözetilmek suretiyle, davalının tüm delillerinin değerlendirilmesi sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.