10. Hukuk Dairesi 2017/6374 E. , 2018/8544 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, borçlu olunmadığının tespiti ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinin 4. fıkrası gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dosyası incelendiğinde, mahkemece bozma ilamının ve duruşma gününün davacıya TK 21/1 e göre tebliğ çıkarıldığı bile tebliğ dönmesi ile davacıya bu kez TK 35. maddeye göre duruşma günü ve bozma ilamının tebliğ edildiği ve 07.11.2012 tarihli duruşmaya tarafların katılmaması nedeniyle HMK 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması üzerine 3 ay içinde yenilenmediği gerekçesi ile HMK nın 150/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 1. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmüne, 4. fıkrada “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükmüne ve 5. fıkrada da “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükmüne yer verilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 320/4 bendi; "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır" hükmü içermektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “hukuki dinlenilme” başlıklı 27’nci maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36’ncı maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6’ncı maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü celseye katılma imkanı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. O halde, HMK’nun 150. maddesi kapsamında duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği, gerekli masrafın karşılanıp karşılanmadığı incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da kaldırılmamasına karar verilecektir. Ne var ki, anılan hususların uygulanabilmesi için, her şeyden önce tarafların usulüne uygun davet edilmiş olmaları gerekmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi, tebligat yapılacak şahsın bilinen en son adresine tebligat yapılacağına, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın buraya yapılacağını hüküm altına almıştır. Aynı Kanunun 28. maddesi gereğince kendisine tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya işyeri bulunamayan tebligat muhatabının, adresi meçhul sayılır. İlan yolu ile tebligat, başvurulacak en son yol olduğundan, mahkeme, muhatabın adresini resmi ve özel Kurum ve dairelerden veya zabıta aracılığıyla soruşturarak tespit ettirebilir.
Ayrıca, ilanen tebliğde, ilan metninin mahkeme ilan tahtasına asılması yoluyla da ilan edilmesi Tebligat Kanunu"nun 29. maddesi gereğidir.
Somut olaya gelince; davacıya bozma sonrası duruşma gününün Tebligat Kanunu 35. madde uyarınca tebliğ edildiği anlaşılmakla, anlatılanlar ışığında, ilgilinin tebligata yarar adresinin usulünce araştırılması, adresinin tespiti halinde Tebligat Kanunu ilgili maddeleri uyarınca yöntemince, sonuç alınamaması halinde ise, ilanen tebligat yolu ile duruşma gününün ve bozma ilamının tebliği sağlanmaksızın 35. maddeye göre yapılan tebligata göre durumaya katılmadığı gerekçsi ile dosyanın işlemden kaldırılarak akabinde 3 ay içinde yenilenmediği gerekeçesi ile açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması usul ve ysaya aykırır olup bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde; davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.