Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2980
Karar No: 2018/8538
Karar Tarihi: 25.10.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/2980 Esas 2018/8538 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/2980 E.  ,  2018/8538 K.

    "İçtihat Metni"


    Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

    Dava, davacı tarafından 1479 sayılı Yasa kapsamında Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I- İSTEM:
    Davacı, vergide kayıtlı bulunduğu 30/12/1996 - 10/08/1998 tarihleri ile 10/08/1998 - 30/10/2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; geriye dönük tescil imkanı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 1479 sayılı Yasanın geçici 18. ve 5510 sayılı Yasanın geçici 8. maddeleri kapsamında "davanın reddine" karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, vergide kayıtlı olduğu sürelerde hizmetinin tespiti gerektiğini belirterek kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    B- BAM KARARI
    Davacının gerek 1479 sayılı Yasanın yürürlükte bulunduğu dönemde ve gerekse 5510 sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra "kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştığından bahisle sigortalı kaydının oluşturulması için kuruma 15/08/2008 tarihinde başvurusunun bulunduğu, 1479 sayılı Yasa"ya 24/07/2003 tarih, 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. Maddesi hükmü uyarınca yasanın yürürlük tarihi 02/08/2003 tarihinden itibaren yasal süre içerisinde kuruma başvurusunun ve pirim ödemesinin bulunmadığı, 30/12/1996 - 10/08/1998 tarihleri ile 10/08/1998 - 30/10/2010 tarihleri arasında limited şirket ortağı olduğundan dolayı Vergi kaydının bulunduğu, davanın 11/12/2016 tarihinde açıldığını, davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV- TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı yerel mahkeme kararının ve istinaf kararının hukuka aykırı olduğu, vergide kayıtlı olduğu sürelerde ... sigoratlılığının tespiti gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI :
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. fıkrasında, “Diğer Kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenleme gözetildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"u dışındaki Kanunlar ile de dava şartı düzenlenebileceği anlaşılmaktadır.
    11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64"üncü maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7"nci maddesine üçüncü fıkra olarak “31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer Kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü eklenmiştir.
    Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2. maddesindeki kurala göre, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
    VI- ESASIN İNCELENMESİ :
    Eldeki dava 11.10.2016 tarihinde, 6552 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra açılmıştır. Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamında esnaf ... sigortalılığının tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın esasına girilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
    Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine 3. fıkra olarak eklenen düzenleme gereği, dava açılmadan önce ..."na müracaatın olması ve Kurum"ca müracaata konu istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava şartı olarak düzenlenmiş olup, eldeki davada, davacı tarafından 5521 sayılı Kanunun 7/3 maddesine uygun bir şekilde, davaya konu istem hakkında, ..."na müracaat ve Kurum tarafından bu müracaata konu istemin reddine ilişkin bir işlem veya eylem bulunmadığı görülmekle, mahkemece, davacı tarafa 6100 sayılı HMK."nın 115/2. maddesi uyarınca, 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine üçüncü fıkra olarak eklenen düzenleme doğrultusunda, davaya konu istemi hakkında ..."na müracaat etmesi ve bu müracaat hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurum"un red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin süre ihtaratlı önel verilmeli, bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmeli, Kurum"a müracaat ve müracaatın reddine dair Kurum işlem veya eylemine ilişkin dava şartının tamamlanması halinde ise davanın esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin BAM’a gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, Başkan ..."in muhalefetine karşı, Üyeler ..., ..., ... ve ..."ün oyları ve oyçokluğuyla, 25/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.
    KARŞI OY
    10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun"un 64. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7/3. maddesi ile "31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz" hükmü getirilmiştir.
    1479 sayılı Yasa kapsamında ... sigortalılığının tespiti istemli eldeki davanın, yasanın yürürlüğünden sonra açıldığında ve davacının Kuruma müracaatının bulunmadığında ihtilaf yoktur.
    Daire çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun"un 64. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7/3. maddesi ile getirilen hükmün dava şartı olup olmadığı, akabinde sonradan tamamlanabilen dava şartlarından olup olmadığı noktasındadır.
    5521 sayılı Kanuna yapılan değişiklik ile dava açmadan önce Kuruma müracaat zorunluluğu, iş yargısında uyuşmazlıkların azaltılması, sigortalı ile Kurum arasında uyuşmazlık çıkmadan dava açılmasının önlenmesidir. Getirilen düzenleme ile sigortalı önce Kuruma müracaat edecek, Kurum isteme olumsuz cevap verirse veya belli bir süre sessiz kalırsa öyle dava açılabilecektir. Bu düzenleme 2577 İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesine benzer bir düzenlemedir.
    İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesine getirilen düzenleme, önce Kuruma müracaat ile ihtilafın oluşması şartını aradığı için 6100 sayılı HMK’nun 114 ve 115 inci maddeleri uyarınca dava şartıdır. Dava şartları 114 üncü maddede sınırlı olarak sayılmıştır. Dava şartı mutlaka maddede sayılan nedenler olabilir. Bu nedenle maddede sayılan dava şartları çoğaltılamaz. Çoğunluk görüşünde somut olayın 114 üncü maddede sayılan hangi dava şartlarından olduğu hususu açıklığa kavuşturulmamıştır.
    İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesine getirilen düzenleme ile dava açılabilmesi için önce sigortalı ile ... arasında uyuşmazlık bulunması şartı aranmıştır. Bu uyuşmazlık ise Kurumun istemi reddetmesi veya reddetmiş sayılması ile oluşur. Bunun için de Kuruma müracaat zorunludur. Sigortalının henüz Kurumca reddedilmiş bir talebi yokken, Kurumun talebini reddetme ihtimaline binaen dava açılmasında hukuki yarar yoktur. Bu haliyle önce Kuruma müracaat zorunluluğu, HMK’nun m. 114/1-h bendinde düzenlenen ve dava şartı bulunan hukuki yarar bendine girmektedir. Mahkeme, dava tarihinde hukuki yararı yoksa, hukuki yarar için uyuşmazlık çıkmasını bekleyemez. Zira Kurum, sigortalının talebini kabul ederse hukuki yarar hiç oluşmayacak ve dava açılamayacaktır. Tıpkı, vadesi dolmamış bir senedin veya ifa zamanı gelmemiş bir borcun, borcun ödenmeyeceği ihtimaline binaen alacaklı tarafından önceden alacak davası açılması gibi. Bu örnekte de mahkeme, hukuki yarar oluşması için senedin vadesinin dolmasını veya borcun ifa zamanını bekleyemeyeceği gibi somut olayımızda da mahkeme, Kurumun ihtilaf çıkarmasını bekleyemez.
    Somut olayımızda bulunan dava şartı, Kuruma başvuru ile 60 günün dolması değil, hukuki yarar yokluğudur. Çünkü henüz taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Bu dava şartı, mahkeme tarafından uyuşmazlığın oluşması için belli bir süre verilerek giderilemez. Yani, HMK’nun m. 115/2 de düzenlenen sonradan giderilebilecek dava şartlarından değildir. Kurum sigortalının talebini kabul ederse uyuşmazlık hiç oluşmamış olacaktır. Yoksa dava konusuz kalmış olmaz. Mahkemenin davayı reddetmeyip elinde bekletmesi, yasanın çıkış gerekçesine ve davaların azaltılması amacına uygun düşmez.
    Henüz uyuşmazlık oluşmadığından dava şartı olan hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava açılamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi