Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4926
Karar No: 2017/10653
Karar Tarihi: 18.12.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4926 Esas 2017/10653 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/4926 E.  ,  2017/10653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Orman Yönetimi dava dilekçesiyle ... mahallesinde bulunan ve davalılar adına tapuda kayıtlı olan tarla vasfındaki 4823,21 m² yüzölçümlü 4167 ada 4 parsel (eski 966 parsel) sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 159,55 m² yüzölçümlü bölümün orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 159,55 m² yüzölçümlü bölümünün tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini ve davalıların el atmalarının önlenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde ve Hazineye karşı açtıkları karşı dava dilekçesinde özetle (harç yatırıldı): Dava konusu iptali istenen tapunun 1/2 hisse oranında davalı müvekkiller adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içinde olup orman niteliğini taşınmadığını, söz konusu taşınmazın orman tahdidi içerisinde yer alsa bile davalıların taşınmazın tapu kaydı ile mülk edildiklerinden anayasa ile koruma altına alınan mülkiyet haklarına el konulmasının hukuka aykırı olduğunu, tapu kaydına dayanarak taşınmaz devralan davalıların tapularının iptali halinde iptal edilen kısmın değeri olarak şimdilik 20.000,00.-TL maddi tazminatın karşı davalı Hazineden faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece her iki davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 4167 ada 4 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi ... ... ve orman mühendisi ... ... "ın 25/05/2015 tarihli rapor ve krokisinde sarı renk ve (A) harfi ile gösterilen 159,55 m2"lik alanın ifrazı ile orman olarak Hazine adına kayıt ve tesciline ifraz edilen kısmın bedeli 39.887,50.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalı Hazineden alınarak karşı davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ve tescil istemi ile davalılar tarafından Medeni Kanun 1007. maddesine dayanılarak karşı dava olarak Hazineye husumet yöneltilerek açılan tazminat istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1965 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu, 1976 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi uygulaması, 18/06/1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması, 07/01/1992 tarihinde ilân edilen 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan 2/B madde uygulaması vardır. 1/01/1969 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu ile 23/06/2001 - 23/07/2001 tarihleri arasında ilân edilen 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22/2-a maddesine göre yapılan yenileme çalışmaları bulunmaktadır.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” hükmüne yer verilmiştir.
    Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E. 2011/3-629 K. 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E. 2013/7-31 K. 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır.
    Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nispi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, ıslah harcı alınmadan ayrıca dava açılırken de eksik yatırılan nispi harç tamamlatılmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ve ilk dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden eksik yatırılan nisbi harç ödemesi konusunda davacılara usulünce süre verilip harçlar tamamlanırsa ıslah edilen miktar ve dava dilekçesindeki değer üzerinden, hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 18/12/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi