11. Ceza Dairesi 2020/5096 E. , 2021/338 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 13/10/2020 tarih ve 2020/3269 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/10/2020 tarih ve KYB-2020/91486 sayılı ihbarname ile;
"Resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/04/2019 tarihli ve 2019/69602 soruşturma, 2019/46207 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/12/2019 tarihli ve 2019/4492 değişik iş sayılı kararının "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda, müşteki vekilince verilen şikâyet dilekçesinde özetle, müvekkili ile şüphelilerden ..."ın ticari ilişkisinin bulunduğunu, şüpheli ..."ın diğer şüphelilerden aldığı sahte senetleri müvekkiline olan borcuna karşılık vermek suretiyle müvekkilini dolandırdığını, diğer şüphelilerin yargılamaya konu senetleri düzenleyerek ..."a verdiklerini, şüpheli ..."ın devir yetkisi bulunmadığı halde İstanbul Tuzla ilçesi ... 1842 2 parsel bağ bölümünde B3 de 940 metrekare arsası bulunan kullanım alanı 4 kat 1050 metrekare olan sanayi sitesinde bulunan işyerini 1.290,000,00 Türk lirası bedel karşılığında müvekkiline sattığı, 13/03/2013 tarihli protokol ile 350.000,00 Türk lirası nakit, 940.000,00 Türk lirasını müvekkilinin ortağı olduğu şirkete ait çeklerden tahsil ettiğini, ancak şüpheli ..."ın tapuda devir işlemini taşınmazın kendi adına kayıtlı olmaması ve devir yetkisi bulunmaması sebebiyle gerçekleştiremediğini, bunun üzerine almış olduğu bedelin iadesi için sahte imzalı çekler verdiğini, müvekkilini yeni protokoller imzalamak suretiyle oyaladığını, kendisinin piyasadan 7.500.000,00 Türk lirası alacağı olduğunu ve diğer şüphelilerin kendisini dolandırdığını belirttiğini, müvekkilinin şüpheli ... tarafından verilen kambiyo senetleri ile ilgili Mayıs 2015 tarihi itibariyle icra takibine giriştiğini, ilgili icra takibinde ilgili senetlerdeki imzası bulunan ve adı yazılı keşideci ve cirantaların senetlerdeki imzaların sahte olduğuna yönelik imza itirazında bulunduklarını ve bu kişilerin davaları kazandıklarını, bu bağlamda senetlerin icraya konulmasını istemeyen şüpheli ..."ın senetlerin sahteliğinin bilgisi dahilinde olduğunu, diğer şüphelilerin ..."ın müşteki olarak yer aldığı İstanbul Anadolu 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/649 esas sayılı dosyasında yargılandıklarını, ayrıca haklarında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/100098, 2015/50666 soruşturma dosyası bulunduğunu belirttiği, müşteki vekilinin müvekkilini hile ile dolandıran ve resmi belgede sahtecilik suçunu işleyen şüpheliler hakkında şikâyetçi olması üzerine, adı geçen şüpheliler haklarında resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonunda, aynı olay nedeniyle daha önce soruşturma yapılıp iddianame düzenlenerek dava açıldığı, dosyaya konu şikâyetin mükerrer olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; mükerrer soruşturmaya esas kabul edilen evvelce şüphelilerden ..., ..., ..."ın da aralarında bulunduğu şüpheliler haklarında iddianame düzenlenerek açılan kamu davasına ilişkin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/50666 soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde; bu soruşturma dosyasından şüphelilerden ... hakkında yürütülen bir soruşturma olmadığı, şüpheli ..."ın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2018 tarihli ve 2015/50666 soruşturma, 2018/59294 esas, 2018/4888 sayılı iddianamesinde müşteki sıfatıyla yer aldığı, bu bağlamda mükerrer soruşturma olmadığı anlaşılmakla, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı olarak mükerrer olduğu gerekçesiyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli ... hakkında verilen 11/04/2019 tarihli 2019/69602 Soruşturma ve 2019/46207 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin 05/12/2019 tarih ve 2019/4492 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 18/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.