17. Hukuk Dairesi 2016/1082 E. , 2018/11978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacılar vekili ve davalı ... Tetkik Arama Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 02.06.2011 tarihinde davacıların çocuğu ve kardeşi olan ..."ın, davalı MTA Genel Müdürlüğü emrinde Jeoloji Mühendisi olarak çalışmakta iken, görevli olarak yolcu olduğu davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu kamyonetin dava dışı araçla çarpışması sonucu vefat ettiğini, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, müteveffanın ölümü nedeniyle davacıların büyük elem ve üzüntü duyduğunu ve davacılar Dursiye ve Halil"in çocuklarının desteğinden yoksun kaldığını beyanla, şimdilik davacı ... için 100,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, davacı ... için 100,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, davacılar Selda, Sevda ve Serkan için ayrı ayrı 20.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini davacı ... için 8.229,00 TL"ye, Halil için 16.379,72 TL"ye artırmıştır.
Davalı MTA Genel Müdürlüğü vekili, husumet itirazında bulunarak, kusura ve talep edilen tazminat miktarlarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Şirketi vekili, davacılar Halil ve Dursiye için toplam 62.125,00 TL destek tazminatı ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Şti, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat talebi yönünden davacının ıslah talebi de dikkate alınarak; baba ...’ın sigortadan aldığı miktar düşüldükten sonra bakiye kalan 16.379,72 TL, anne Dursiye için sigortadan alınan miktar düşüldükten sonra bakiye kalan 8.229,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar MTA Genel Müdürlüğü, ... AŞ ve ... Turizm Taş. Gıda Tem. İnş. Tic. Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Halil ve ...’a ödenmesine, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğuna, davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar MTA Genel Müdürlüğü ve ... Tarım Turizm Taş. Gıda Tem. İnş. Tic. Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı MTA Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı MTA Genel Müdürlüğü vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar anne ve baba, çocukları ...’ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte olup, kaza tarihinde destek 30 yaşındadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bekar olarak ölen desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek destek paylarının dağıtımı yapılmışsa da pay dağıtımı Dairemiz uygulamalarına göre hatalıdır. Şöyle ki; evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi isabetli ise de desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması
durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14"er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir. Bu haliyle; yukarıdaki açıklamalara göre, bilirkişi raporunda desteğin davacılar lehine ayrılan payın Dairemiz uygulamalarına göre düşük olarak hesaplayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı MTA Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 5.848,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.