23. Hukuk Dairesi 2014/586 E. , 2014/3887 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/09/2013
NUMARASI : 2011/404-2013/171
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müflis davalı şirket iflas idaresi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle müflis davalının vergi, resim, harç istisna belgesi kapsamında teminat mektubu ile ilgili taahhüdünün kapatılmaması ve vergi istisnasından çıkartılması nedeniyle davalı şirketçe yatırılması gerektiği halde müvekkilince vergi dairesine ödeme yapmak zorunda kalındığını, 10.635,47 TL verginin ödeme tarihinden itibaren %126 temerrüt faizi ile birlikte kaydı için yaptıkları başvurunun yasaya aykırı şekilde reddedildiğini ileri sürerek, bu alacağın %126 oranında işlemiş faiziyle birlikte kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir,
Davalı vekili, davacının başvurusu sırasında alacağını ispata yarar belgelerini ibraz etmediğini, alacak yargılamayı gerektirdiğinden başvurunun reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen ilk bilirkişi raporuna göre, davacı ile müflis şirket arasında genel kredi ve teminat sözleşmeleri imzalanarak müflis şirket lehine kesin teminat mektubu verildiği, davalı şirketin vergi istisnasının kaldırılması nedeniyle kesin teminat mektubu nedeniyle tahakkuk eden damga vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, damga vergisi faizi ve usulsüzlük cezasından oluşan toplam 10.635,47 TL"nin davacı banka tarafından 05.09.2008 tarihinde Vergi Dairesine ödendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 40. maddesinde teşvik uygulaması ile ilgili olarak vergi, resim ve harç istisnası veya indirimi uygulanmışsa herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın ödeme tarihinden itibaren bankanın uygulamakta olduğu temerrüt faiziyle birlikte ödeneceğinin borçlu tarafından kabul edildiğine ilişkin hüküm bulunduğu, temerrüdün buna göre ödeme tarihinde oluştuğu, ödeme tarihinden davalının iflas tarihine kadar yıllık %126 oranında temerrüt faiziyle birlikte davacı alacağının 27.026.87 TL"ye ulaştığı, tarafların tacir olması nedeniyle faiz uygulaması yönünden 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Borçlar Kanunu"nu hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 27.026,87 TL"nin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, müflis davalı şirket iflas idaresi vekili temyiz etmiştir.
Dava tarihinden sonra 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde, "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin, "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.
Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmıştır.
Ticari işler bakımından TBK"nın 120/2. maddesinin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerekmektedir. Bir görüşe göre, TBK"nın 88/2 ve 120/2. maddesi ile getirilen sınırlama borçlu tacirler lehine de uygulanabilecek emredici bir düzenlemedir. Maddenin gerekçesinde ayrım yapmadan borçluların korunmasından söz edildiğine göre tacirlerin de aşırı faizlere karşı korunması ihtiyacı vardır. 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120. maddelerindeki hükümlerin uygulanmasında kişi bakımından sınırlama yapılmamıştır. ( Aydoğdu, Murat: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda Faiz ile İlgili Düzenlemeler, DEÜHFD, 2011 s. 95-98) 6098 sayılı TBK"nın 646. maddesine göre "TBK" 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. 6102 sayılı TTK"nın 1. maddesi kanunun uygulama alanını belirtmektedir. Hükme göre TTK, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde ticari işlerde de anapara faizi ve temerrüt faizi oranı ile ilgili 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120. maddelerinde düzenlenen sınırlamaların uygulanması gerektiği sonucuna varılmalıdır.
Diğer görüşe göre, 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, aynı tarihte yürürlüğe giren 6102 sayılı TBK"nın 8/1. maddesi hükmüne göre "ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir." 6102 sayılı TTK"nın 8/3. maddesinde tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Bu nedenle sadece tüketiciler hakkında uygulanacak 4077 sayılı Kanundaki düzenleme ile getirilen sınırlar uygulanır. Başkaca bir istisna getirilmemiştir. (Helvacı, Serap: Tarih Borçlar Kanunu Tasarısının Değerlendirilmesi Sempozyumu, 2. oturum, Legal Hukuk Dergisi, Ekim 2005, say. S. 3841) TTK"nın ticari işler açısından özel hüküm niteliğinde olduğu kabul edilirse faizle ilgili TBK"daki sınırlamalar ticari işlere uygulanmayacaktır. Aynı Kanun"un 9. maddesinde, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK"nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK"nın anapara faizi ile ilgili 88. ve temerrüt faizi ile ilgili 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir.
Dairemizin uygulaması 11.07.2013 tarih ve 2515 E, 4858 K. sayılı ilamda olduğu üzere, 6098 sayılı TBK"nın 88/2. ve 120/2. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi ile ilgili sınırlamanın ticari işlerde uygulanamayacağı yönünde olup, mahkemece de aynı sonuca varılmıştır.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müflis davalı şirket iflas idaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müflis davalı şirket iflas idaresi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle kabul edildi.