10. Hukuk Dairesi 2018/2488 E. , 2018/8451 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, re"sen tescili yapılan işyeri ile zorunlu talep sonucu tescil edilen diğer işyerlerinin tesciline ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, dava konusu tescili yapılan işyerlerinin her birisi için işyeri olup olmadığı yönünde usulünce ayrı ayrı irdeleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, bozma sonrası, Belediye Başkanlığınca söz konusu ekmek büfeleri için ayrı ayrı ruhsatlandırma yapılmadığının bildirilmesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 11/1. maddesi kapsamında yapılan değerlendirme ışığında davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırmaya dayalıdır.
Öncelikle mahkemece davalı Kurumun 31.03.2014 tarih ve 1722564 nolu işleminin iptaline karar verilmiş ise de, söz konusu işlem ile, davacıya ait olduğu belirlenen ekmek satış büfesinde, .... isimli şahsın 07.04.2013 tarihi itibariyle sigortalı olarak çalıştığı tespit edilmiş olup, mahkemece bu hususta ayrıca bir araştırma yapılmaksızın, çalışma tespit edilen bu yerin ayrı bir işyeri olmadığı genel gerekçesi ile iptal kararı verilmesi bu bakımdan yerinde görülmemiştir. Zira uyulan bozma ilamımızda da ayrıca belirtildiği gibi, her ne kadar ekmek fırını işyerinde çalışan işçilerin dönüşümlü olarak büfelerde çalıştığı belirtilmiş ise de, sonradan tescili yapılan işyerinden gösterilen sigortalıların bir kısmının daha önce asıl işyeri olduğu iddia edilen ekmek fırınından bildirimlerinin bulunmadığı gibi, çalıştığı tespit edilen .... isimli şahsın çalışmasının, davacıya ait herhangi bir işyerinden gösterilmediği de dikkate alınıp sonucuna göre karar verilmelidir.
Davacıya ait tüm ekmek satış büfelerinin 5510 sayılı Yasa Kapsamından çıkarılmasına dair hükmün incelenmesine gelince, 5510 sayılı Yasa’nın 11. maddesi “İşyeri, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte islerini yaptıkları yerlerdir. İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım,beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılır.” hükmüne amirdir. Mahkemece, ekmek büfesinde ekmek satış işinin asıl işyeri olan fırının üretim yapmasına bağlı olduğu ve aynı kişiye ait olduğu, ayrıca ilgili Belediye tarafından da ayrı bir işyeri olarak ruhsatlandırma yapılmadığı gerekçesiyle kabul kararı verildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına bakıldığında ise, söz konusu ekmek büfelerinin kentin değişik yerlerinde, ana işyerinden uzak mesafede olduğu belirgin olup, ekmek büfelerinin seyyar olması bunların ayrı bir işyeri olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Mahkemece yapılması gereken, her bir büfede çalışan işçiler tespit edilip, ana işyerinden bildirilen işçiler ile bu büfelerdeki çalışmanın yürütülüp yürütülmediği araştırılmalı, yapılacak araştırmada, sonradan tescili yapılan işyerinden gösterilen sigortalıların bir kısmının daha önce asıl işyeri olduğu iddia edilen ekmek fırınından bildirimlerinin bulunmadığı hususu gözetilmeli, her bir büfede ayrı ayrı işçi çalıştırıldığının tespiti halinde, kalan işçilerle söz konusu ana işyerinde üretimin yapılıp yapılamayacağı (büfelerle ana işyeri arasındaki mesafenin bu bakımdan önemli olduğu) hususları araştırılıp sonucuna göre her bir büfe için ayrı bir işyeri tescili gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 24.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.