Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1439
Karar No: 2021/6987
Karar Tarihi: 26.05.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/1439 Esas 2021/6987 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/1439 E.  ,  2021/6987 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    Mahkemesi : ... 14. İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili, davalı şirket vekili ve fer’i müdahil kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı şirket vekili ile feri müdahil kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde 01.02.2006 – 01.01.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalışmasına rağmen SGK primlerinin yatırılmadığını beyanla, davacının davalı işverene ait işyerinde 01.02.2006 – 01.01.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak geçen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... Ayakkabıcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının iddiasının doğru olmadığını, davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisinin kurulmadığını, davacının da kendi nam ve hesabına çalıştığını, bu nedenle davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
    Fer’i müdahil Kurum vekili, hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının iddiasını yazılı belgeler bağlamında somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda "1-Davanın kısmen kabulüne,
    Davacının 1308196.35 sicil nolu işyerinde 18/06/2007-01/01/2012 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak ve asgari ücretle 1063 gün çalıştığının ve bu çalışmalarının Kuruma bildirilmediğinin tespitine," karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Bölge adliye mahkemesince, “ ... 14. İş Mahkemesi"nin 29.03.2018 tarih, 2016/151 Esas ve 2018/51 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili, davalı ... Ayakkabıcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince Esastan Reddine, ” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı ... Ayakkabıcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacı ile müvekkili işveren arasında işçi-işveren ilişkisi oluşmadığını, davacının kendi nam ve hesabına kendi belirlediği şartlarda bağımsız bir şekilde çalıştığını, iddiasını ispatlayamadığını, dosya kapsamında alınan raporlar arasında çelişki bulunduğunu, bu çelişkilerin giderilmesi, davalıya ait işyerinde 2007 - 2012 yılları arasında çalışan bordrolu tanıkların dinlenmesi ve davacının gerçekten bir işçi - işveren ilişkisi altında çalışıp çalışmadığının aydınlatılması gerekirken; eksik incelemeyle karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hizmet tespiti davalarında, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde iddiaların tespit edilmesi gerektiğini beyanla,
    Fer"i müdahil Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle, hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının davasını ispatlayamadığını beyanla, eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu beyanla temyiz kanun yoluna başvurmuşlardır.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-) Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
    Açıklanan ilkeler çerçevesinde mahkemece, resen araştırma ilkesi gereğince, dinlenen tanık beyanlarında, davacının haftanın her günü işe gelmediğinin belirtilmesi, bir kısım tanık beyanlarında, davacının başka işyerleri ile de çalıştığının belirtilmesi dikkate alınarak, çalışmanın geçtiği belirtilen dönemde işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen diğer bordrolu tanıkların beyanlarına başvurulmalı, davacı ile davalı işyeri arasındaki ilişkinin niteliği ile, çalışmanın niteliği belirlenmeli, feragat ile sonuçlanan işçilik davasından dolayı davacıya yapıldığı ileri sürülen 19.000 TL ödemenin davacıya yapılıp yapılmadığı tespit edilmeli, yapılan araştırmalar sonucu çalışmanın varlığına kanaat getirilmesi halinde, çalışmanın kısmi mi veya tam çalışma mı olduğu tespit edilmeli, buna göre davacının kısmi zamanlı çalışma durumunun günlük çalışma saatine göre (4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışmanın 1 günlük çalışma hesabı ile) haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu açıkça belirlenmeli, iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, işyerinde davacı tarafından ne süre ile ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliğine göre eylemli çalışmanın var olup olmadığı, sürekli veya kesintili olup olmadığı, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    2-)Davacı vekili, 01.02.206-01.01.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak sigortalı çalışmalarınıntespitini talep etmiş, mahkemece, “davanın kısmen kabulüne, davacının 1308196.35 sicil nolu işyerinde 18/06/2007-01/01/2012 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak ve asgari ücretle 1063 gün çalıştığının ve bu çalışmalarının Kuruma bildirilmediğinin tespitine” şeklinde hüküm kurulmuş ise de, tespite konu 1063 günlük eksik çalışmanın, hangi yıl ve dönemlere ait kaç gün olduğunun açıkça belirtilmemesi nedenleriyle kabule konu tarihlerin tespiti belirsiz olup hüküm infaza elverişli değildir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüştür.
    Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olup, hükmü temyiz etmeyen yönünden sonuç doğurması gerekeceği de gözetilerek, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
    Belirtilen maddi ve hukuki ilkelere göre, mahkemece davacının davalı işyerinde hangi dönemlerde ne kadar çalıştığının kabul edildiği açık ve net belirtilmek suretiyle infaza elverişli olacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı ve fer-i müdahil Kurum vekilleri bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi